Selim Şahan / Baş Yazar

Proje mi istiyorsunuz?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Ramazan ayına girdik. Müslümanlar için “11 ayın sultanı” olarak adlandırılan Ramazan ayı, Arapça adlandırmaya göre Recep ve Şaban aylarından sonra gelen aydır. İslam Ansiklopedisinde bu ay için “İslâm dünyasında her yıl manevî bir iklimin hüküm sürdüğü ve ramazan bayramıyla sona eren üç aylar, Müslümanlara dinî hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunmaktadır” şeklinde bir açıklama yazılmış.

“Mübarek üç aylar, Hicri takvimde yer alan ve İslam dinine göre mukaddes olan Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Faziletli sayıldığı için bu dönemde ibadetler artırılır, günahlardan en azından saygıdan dolayı sakınılır ve mübarek Ramazan ayına hazırlık yapılır.”

**

Benim kelimelere olan ilgimi, yazılarımı okuyanlar bilirler. Özellikle kelime kökenleri hakkında meraklı olduğumu ve arada sırada okuyucularımla paylaştığımı bilirsiniz.

Ramazan ayı ile birlikte mahya olarak adlandırılan ve iki minare arasına yazılan yazılardan biri “Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan” şeklindedir. ‘Şehri Ramazan’ Ramazan ayı demektir. Ramazan da Arap coğrafyasında en sıcak aylar olan Temmuz ve Ağustos aylarına karşılık gelir. Böyle olunca da ‘Şehri Ramazan’, ‘en sıcak aylar’ anlamına gelir.

**

Oldum olası, ‘marka şehirler’ deyiminden hoşlanmam. Bana göre biraz ticari bir koku vardır bu ifadede. Sıcak değildir. Para gibi soğuktur. Doğallıktan uzaktır…

Siyasetçiler, sık sık marka şehirler yaratmaktan söz ederler: Albenisi olan, turist çeken ve para basan şehirler…

“Ödemiş’i marka şehir yapacağız!”

Açıkça yazayım: Bu tür ifadeler beni hiç mi hiç çekmiyor.

Yanlış anlaşılmasın; bu seçim afişlerinde Ödemiş’te bu tür ifadeler görmedim ama varsa bile tepkim herhangi bir adaya değil genele…

**

Vatandaş ve hemşehri olarak daha önce bir projeden bahsetmiş, uzun vadeli olarak evlerdeki içme ve temizlik suyunu ayırmamız gerekir demiştim. Çünkü böyle giderse içme suyu sorunu giderek artacak. Zaten birçok Ödemişli şu an şebeke suyunu içmiyor. Ya arıtma var ya da hazır su alıyor.

Eğer bu projeyi gerçeğe dönüştürebilirsek, kaynak sularından içime elverişli olanı ayrı bir boru ile evlere verebiliriz. Böylece arıtmalara da hazır sulara da ihtiyacımız kalmaz.

Bu yazıda size ikinci projeden bahsedeceğim.

Biliyorsunuz son yıllarındaki önemli projelerden biri kentsel dönüşüm sorunudur. Ve hemen hemen bütün şehirlerin başkan adayları, projeleri içine kentsel dönüşümü yazıyor.

Ödemiş’te, kentsel dönüm projelerinin yapılabileceği en önemli alanlardan biri Arasta’dır. Bence ‘önemli’ tarihi binalardan ayakla kalanlarından bazıları korunup bu alan tamamen yıkılmalı ve yerine iki katlı, yeni bir Arasta yapılmalıdır. Birinci kat dükkan, ikinci katlar da oturma alanı olabilir. İsteyen ikinci katı da dükkana çevirebilir. Yeniden yaparken de alışveriş merkezi mantığı dikkate alınmalıdır. Yani, bir alışveriş merkezinde neler varsa burada da benzeri alanlar yapılabilir.

Bunun için Arasta içinde hisse sahibi olan bütün mülk sahipleri bir araya gelmeli ve konuyu enine boyuna ele almalıdır.

Yazıyı uzatmayacağım. Sözü edilen Arasta’da bu değişiklikler yapılmazsa, burası 5-10 yıl sonra terk edilmiş Lübbey’e dönecektir.

Proje mi istiyorsunuz?

Yorumlar kapalı.