Selim Şahan / Baş Yazar

Seçim ve ben!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Küçükmenderes gazetesinde Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri yazıyorum…

Bir aralar hergün yazmaya çalıştım.  Baktım ki kendimi yormaktan başka bir iş yapmıyorum, yazma aralığını düşürüp ‘üç gün yeterli’ dedim.

Kimi zaman, gazetenin yayın politikasını beğenmeyen arkadaşlarım ya da yakınlarımdan “Bu yazma işini bitir, zaten bir şey de kazanmıyorsun” diyenler de oluyor.

Yazma işini bir şey kazanmak için yapmıyorum.

Üç beş kişinin aklını çelerim diye de yapmıyorum…

Bazen kendi kendime de soruyorum: Ben niye yazıyorum?

Yazmak için ortalama yarım saat veya biraz daha fazla zamanımı harcıyorum…

Kaç kişi okuyor ki diyenler de olmuyor değil…

Ben aslında kendi kendimle muhabbet ediyorum.

Bir de beynimden geleceğe bir iz bırakıyorum…

**

Aslında bu gün yazı günüm değil.

Çok konuşup hiç iş yapmamayı sevmem…

Müzmin muhalif değilimdir…

Bugün kısa cümleler kuracağım.

Biliyorsunuz yarın seçim var…

Adayların belirlenmesinde en ufak bir katkımız olmadı.

Belirleyiciliğimiz de olmadı. Bunda belki de suçun bir kısmı bizde. Siyasete müdahale edemezseniz seyirci olursunuz.

Şimdi bizden önümüze gelen adaylara oy vermemiz isteniyor.

Oy vermeyeceğim diyenler oluyor… Oy vermemek, size bir şey kazandırmadığı gibi, istemediğiniz bir adayın seçilmesine de katkı sağlamış oluyorsunuz. Sarmal veya girdap benzeri. Kalabalıkta kaybolup gidiyorsunuz!

**

Çoğu kişi adayları tam olarak tanımıyor.

“Filanca sempatik geliyor” diyenler oluyor…

Ama figüran veya başrol oyuncusu seçmiyoruz ki!

İçinde yaşadığımız kentin 5 yıllık geleceğini belirlemek için küçük de olsa rol alıyoruz.

Belki oy vereceğimiz kişinin hiçbir şey yapmayacağını veya yapamayacağını biliyoruz.

Fakat daha da kötüye götürecek olanlara prim de vermeyelim diyorum.

Nasıl, doğamıza zarar verecek olan vahşi madenciliğe karşı çıkıyorsak burada da benzer bir davranış sergileyeceğiz…

**

Türkiye’deki bütün belediyeler borç içinde…

Belki de en güzel iş, önce borçları temizlemek…

Ama o zaman da 5 yılın sonunda ‘hiçbir şey yapmadı’ diyecekler.

**

Adayların broşürlerine bakıyorum hepsi de önümüze renkli şehirler sunuyor.

Kentlerimizi bambaşka bir havaya sokacaklar…

“Ben/biz yaparız” diyorlar…

Ben olsam önce işgallerden başlarım… Kaldırımlardan…

Sonra, çöp işine el atar; parklara çeki düzen veririm.

Tuvaletler gibi toplu kullanım alanlarını düzenlemek için harekete geçerim.

Ve belediyenin elindeki atıl duran bütün taşınmazları, önce içindekine hak vermek kaydı ile satarım.

Ve mutlaka merkezi bir alanda; eğitim, bilim ve kültür merkezi inşa ederdim…

Peki, “Teleferik, tramvay, yer altı otoparkları, kapalı pazaryerleri ve battı-çıktı mı!”diyorsunuz?

Muhtarlarımla sürekli görüşür öncelikleri belirlerdim.

Ne dersiniz, ben yapabilir miyim bu işi?

“Hariçten gazel okumak kolay!” mı diyorsunuz?

Duyuyorum… Demiyorsunuz…

Seçim ve ben!

Yorumlar kapalı.