Cem Erdeveciler

VLADİMİR VLADİMİROVİÇ MAYAKOVSKİ ( 1 )

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Merhaba dostlar yaşam bir şekilde kendi mecrasında ilerliyor, gündelik çelişkilerin ve de çıkılamaz bir labirent şeklini almış olan hayatımıza bir nebze olsun nefes aldıra bilme adına edebiyat ve sanat yazılarımla sizlere katkı suna biliyorsam ne mutlu bana.

Bu yazımla birlikte 3 ya da 4 haftalık bir yazı dizisiyle Rus Edebiyatının Ölümsüz yazarı ve de Fütürizmin savunucusu Vladimir Viladimiroviç MAYAKOVSKİ’NİN hayatı, Rus Gelecekçiliği, Şiirleri ve Sosyalist Gerçekçiliğini sizlerle paylaşacağım; Umarım zevkle takip edersiniz.

YILDIZ

Nedir bu üşenme parıldamaktan?
Kutlamayacaksan eğer
doğuşunu bir İnsanın
yalnız şeytan
olmaz mı yıldız
övüp ululadığın?

Vladimir Mayakovski

 

7 ya da 19 Temmuz (Ne annesi, ne babası, ne de kendisi tam olarak biliyor.) 1893’te Gürcistan’ın Kutais kentinden 20 verst uzaklıktaki Bağdadi köyünde doğdu. Babası Vladimir KonstantinoviçMayakovski Bağdadi bölgesi orman işçisi idi ve Luda ve Olya adında iki kız kardeşi vardı.

KızkardeşiLuda’nın anılarına göre, aile, Gürcü geleneklerine bağlı bir hayat yaşayan ancak Rusça’yı da korumaya özen gösteren mutlu bir ailedir. Aile bir süre sonra Kutais kentine taşınır ve Mayakovski burada 1900 yılı sonunda Kutais Lisesi’ne gitmeye başlar. Okulda çok başarılıdır, hatta okulun en iyisidir. Bu dönemde kurmaca romanları özellikle de Jules Verne’i çok sever. Öğretmeni onu bir sanatçı olarak kabul edip onunla özel olarak ilgilenmeye, dersler vermeye başlar.

Mayakovskibu dönemde politikaya da ilgi duymaya başlar. 1905 başarısız devrim girişimi sırasında kızkardeşi gizlice Moskova’ya gider ve onu devrim ile tanıştıracak bazı belgeler getirir. Bu sıralarda Kutais de Bolşevik Partisi’nin yeraltı eylemlerinin merkezlerinden biri olmuştur. Bu dönemden sonra şiir ve devrim onun için bölünmez bir bütün haline gelir. Bir süre sonra babası kesik parmağından kaptığı bir enfeksiyon sonucu ölür.

MOSKOVA YILLARI

Bu ölümden sonra aile Kuatis’den Moskova’ya göçer. Moskova’da bir süre büyük bir yoksulluk içinde yaşarlar. Annesi çalışmaya başlar. Mayakovski ise sosyalist arkadaşlar bulur ve kendini bir sanatçı olarak Moskova’da tanıtmaya çalışır. Tekrar okula başlar. Derslerde felsefe kitapları okumaya, düşünmeye başlar. Marksizm onu büyüler. Sosyalist devrim hayalleri ile yaşamaya başlayan Mayakovski’nin dersleri artık eskisi gibi iyi değildir. Bu dönemde sadece 14 yaşındadır. Annesi anılarında bu dönemi şöyle anlatır.’’Okula gitti ancak zamanının çoğunu derslere vermek yerine propagandaya ayırdı. Daha 14 yaşında idi ancak 19 yaşında biri gibi davranıyordu ve çok ateşli idi. Parti üyeleri onunla görüşmeye geliyor, onunla buluşuyor ve devrim için ondan faydalanıyorlardı. Vladimir adeta yaşlanmıştı.’’

Mayakovskibir olaydan sonra okuldan atılır. Birçok kez tutuklanır.Bolşevik partisinde propagandacı, örgütçü ve yazıcı olarak faaliyet göstermeye başlayan Mayakovski’nin evi 29 Mart 1908’de polis tarafından basılır ve Mayakovski tekrar tutuklanır.

Bu esnada gizli bilgilerin de yazıldığı not defterini yutar. Parti bu dönemden sonra ona daha fazla bağlanır. 15 yaşında bir daha dönemeyeceği evinden polislerce alınır ve bilinmeyen bir yere götürülür.

İlk girdiği hücrede 12 ay geçirir. Bu dönemde 3 yıl aradan sonra tekrar kurmaca romanlar okumaya ve yoğun bir şekilde yazmaya başlar. Bu Mayakovski’nin okuduklarından ziyade kendi özgün fikirlerini yazdığı bir dönem olarak tanımlanabilir. Hapis yıllarından sonra bu sefer Moskova Resim ve Heykel Okulu’na kaydolur. Burada özgün ve halktan olan çalışmaları ile diğer öğrencilerden farklılaşır. 1911’de fütürist harekete katılır ve Fütürist Bildiri’ye imzasını koyar.

Burjuva göreneklerine meydan okuyan ve sığ kamu beğenisini sarsan edebi ürünler verir. Öğretmenlerini eski dünyanın temsilcileri olarak görmekte ve devrimle kurulacak yeni dünyaya ilişkin resimler yapmaktadır. Bu çalışmalarının Rus fütürizminin başlangıcı olduğu söylenebilir. Bir zamanlar elden ele dolaşan Puşkin’in şiirlerinin yerini Mayakovski’nin şiirleri almaya başlar. Bu arada polis tekrar Mayakovski’nin peşine düşer. Şair, trajedi adlı oyununu Sankt-Peterburg’da bir parkta sahnelemeye başlar. Bu oyundan sonra ünü iyice yayılır. 1913 kışında KorniÇekovski’de bu oyunu izler ve oyun hakkında yazar. Ona göre bu oyunda bizzat Mayakovski vardır. Oyunda ortada bir adam ve çevresinde değişik kılıklarda onu yok etmeye çalışan birçok insan vardır. Çekovski, bunun gerçekten bir trajedi olduğunu ve bunun için şairin bir büyük bir ün yapacağını söyler. Gorki’nin eşi Maria ise anılarında Mayakovski hakkında şöyle der:’’1918’de Mayakovski’yi sahnede izledim. Bana göre o eğer bu meslekte ilerlese idi müthiş bir oyuncu olabilirdi.’’

  1. Dünya Savaşı ve Ekim Devrimi yılları

1914 yılında I. Dünya Savaşı patlak verir. Mayakovski başlarda oldukça heyecanlıdır ve zafer kazanma duygusu ile başı dönmüştür. Ancak ilk meydan savaşından sonra tanık olduğu şeyler fikirlerini değiştirir. 1915 yılında Pantolonlu Bulut adlı şiir kitabını yazar. Maksim Gorki bu şiirini çok beğenir ve şairle ilgili övgü dolu yazılar yazar. Gorki’nin eşi anılarında Gorki’ninMayakovski hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirmiştir. ‘’Eşim Mayakovski’ye çok önem verirdi. Onun şiirde bir yerlere gelmesini istiyordu. Çünkü her ikisi de aynı şeyleri düşünüyor ve aynı şeyin peşinde koşuyordu. Onun günün birinde hakkında çok konuşalan biri olacağını çok iyi biliyordu.’’

 

Pantolonlu Bulut

Düşünceniz
Sünepe beyninizde yatar ya miskin miskin
Yağ bağlamış bir uşak yatar gibi pis bir yatakta
Çileden çıkararak kanlı paçavralarıyla yüreğimin
Alaya alacağım onu, hınzır ve hayta
Ne gönlüme tek bir ak düştü,
Ne ihtiyar bir sevecenlik başımda!
Tuttu bütün dünyayı sesim, o korkunç gümbürtü;
Yakışıklı yürürüm şimdi
Yirmi iki yaşımda.
Siz çıtkırıldımlar!
Kemanlara geçirenler sevdayı.
Siz geçiren hamhalatlar dümbeleklere.
Derinizi kolaysa tersyüz edin benim gibi,
Ortada baştan aşağı dudaklar kalsın bir kere!

 

 

Gelin de görün
Melekler takımında görevli bir hanım var salonda,
Keten gibi düzgün.
Ahçı nasıl çevirirse yemek kitabını
Dudaklar çeviriyor yollu yordamlı o da.
İsterseniz
Ben çılgına dönerim tenden,
-ya da renk değiştiren bir gök gibi ufukta-
isterseniz öyle çıtkırıldım olurum öyle incelirim ki
çıkarım insanlıktan, dönerim pantolonlu bir buluta!
İnanıyorum çiçekler içindeki bir Nis’e!
Yine herkes benim yüzümde tafra sahibi,
Bir hastane gibi köhne erkekler de,
Yıpranmış kadınlar da bir atasözü gibi.

Vladimir VladimiroviçMayakovski

 

Yazı dizimizin 2. Bölümünde buluşmak üzere;Savaşların sömürünün ve emperyalizmin egemen olamadığı, barışın hâkim olduğu güneşli bir dünya umuduyla yeni güne merhaba sevgiyle ve şiirle kalın.

 

 

 

 

VLADİMİR VLADİMİROVİÇ MAYAKOVSKİ ( 1 )

Yorumlar kapalı.