Adnan Saygılıer

SEÇİMLER

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuşkusuz en iyi yönetim biçimi cumhuriyettir, cumhuriyetin temeli demokrasiye dayanır. Demokrasi olgusu çerçevesinde seçimler yapılır. Konu bazlı ilgililerin tercih ve seçimleri oy vasıtasıyla değerlendirilir.

İlk seçimimizi ve oyumuzu daha 8-9 yaşlarında sınıf başkanımızı seçerken kullandık. Daha sonraları iş hayatına atandığımızda esnafsak Esnaf Odası Başkanı, ziraatçılık yapıyorsak Ziraat Odası Başkanı, kooperatif ortağıysak Kooperatif Başkanına, beyaz yakalı veya mavi yakalı bir çalışansak bağlı olduğumuz sendika başkanını seçerken oy kullanırız.

Ülkemizde iki farklı seçim yapılmaktadır. Bunlardan ilki ülke yöneticilerini seçtiğimiz seçimlerdir Cumhurbaşkanı ve Milletvekili, ikinci ise mahalli idareler seçimidir. Bu seçimlerde Belediye Başkanı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi ve Muhtarlarımızı seçeriz.

Bu seçtiklerimizin kimisini parlamentoya göndeririz, kimisi de yerel yönetimlerde ülkemiz ve bizlerin adına görev yaparak kararlar alır ve bunları uygularlar.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1926 yılında medeni kanunun kabulü ile kadınlarımız ülke yöneticilerinin ve yerel yöneticilerin seçiminde söz sahibi olmuşlardır.Cumhuriyet Dönemi öncesi kadınların yönetimlerde söz hakkı yoktu, mirasta eşit pay alamıyorlardı, mahkemelerde iki kadının şahitliği bir erkeğe eşitti, kadına peçe ile dışarı çıkabiliyorlardı. Cumhuriyet döneminde çıkan Medeni Hukuk ve Kıyafet Devriminin kabulü ile birlikte kadınlarımız bu haklarını kazanmışlardır. Mustafa Kemal Atatürk 17 Mart 1923 tarihinde söylediği “Ey kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Sözüyle kadınlarımızın özgürlük ve haklarına ne kadar önem verdiğini anlıyoruz. Seçme ve seçilme hakkı milletimizin tüm fertlerini demokrasi ile buluşturan en önemli haklardan biridir. Seçtiğimiz yöneticilerin başarıları, performansları, yaptıkları çalışmalar ve aldıkları kararlar bize doğrudan bağlar. Yaptığımız yanlış bir seçim 5 yılımızın heba olmasına neden olabilir. Nitekim görüyoruz ki ülkemiz tarihinde seçmiş olduğumuz bazı seçilenlerin almış oldukları yanlış kararlar hepimizi üzmüştür büyüme ve kalkınma yolunda ülkemizi sekteye uğratmıştır. Buradan anlıyoruz ki sandık başına gittiğimizde oy pusulasını vurduğumuz mühür sadece bir mürekkepten ibaret değil. O mürekkebin altında kendi can ve mal güvenliğimiz, haklarımız ve geleceğimiz olduğu kadar aynı şekilde evlatlarımızın da geleceği ve hakları söz konusudur. Verdiğimiz her oyda tüyü bitmemiş yetimin dahi geleceği konusunda karar verdiğimizi unutmamamız gerekmektedir.

1950 seçimleri ile birlikte gizli oy açık tasnif yönteminin uygulanmasıyla sayımlar vatandaşın gözü önünde yapılmakta, vatandaşlar bu sayımı izleyebilmektedirler. Parti müşahidi olanlar yanlışlık gördüklerinde duruma itiraz edip tutanak tutturma hakkına sahiptir.

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

SEÇİMLER

Yorumlar kapalı.