Seçimler

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kimi “erken” diyor, kimi “baskın” diyor ama adı ne olursa olsun Türkiye, 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekiliği seçimlerine gidiyor. Siyaseti yakından takip edenler, böyle bir kararın alınacağını hatta kararın önce MHP Genel Başkanı tarafından dillendirilip daha sonra da AKP tarafından kabul göreceğini biliyorlardı.

Gerekçe olarak da; “Ekonomik göstergelerin iyi olmadığını, bu durumun 2019’a kadar süründürülemeyeceğini, AKP oylarının hızla erimeye başladığını, İyi Parti’nin ülke çapında örgütlenip seçime girmesi halinde AKP‘den oy çalacağını, bir an önce seçime girmenin AKP-MHP koalisyonunun lehine olacağını” gösteriyorlardı.

Hesap; en kısa zamanda erken seçime gidilmesi, İyi Parti’nin seçimlere sokulmaması, diğer muhalefet partilerin hazırlıksız yakalanmaları, Tayyip Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanı seçilmesi, partisinin de mecliste çoğunluğu sağlaması, böylece 2023 hedefine bir adım daha yaklaşılmasıydı.

Ama deyim yerinde ise evdeki hesap çarşıya uymadı. İlk önce İyi Parti’nin seçimlere sokulmamasının önüne geçildi. CHP, 15 milletvekilini İyi Parti’ye vererek mecliste 20 milletvekili ile grup kurmasını, İyi Parti’nin seçimlere girmesini ve Meral Akşener’in de cumhurbaşkanı adayı olabilmesini sağladı. İktidar partilerinin başkan ve yetkililerinin söylemlerindeki öfkeye bakılırsa bu beklenen bir durum değildi.

İkinci olarak da alınan erken seçim kararı muhalefet partilerini birbirine daha çok yaklaştırdı. Muhalefet partileri arasındaki görüşme trafiği, ittifak arayışları hızlandı. Bu görüşmeler olumlu sonuçlanırsa Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı, partisi de tek başına iktidar olma şansını kaybedebilir.

Muhalefet partileri, ilkeli bir ittifak yapmalıdırlar. Kişisel beklentiler ötelenmelidir. Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz gün grupta yaptığı konuşmasında, “Bizim kişisel bir beklentimiz yoktur. Konu, ülke ve demokrasi sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi konu vatansa gerisi teferruattır” demiştir.

Türkiye, bu seçimlerde ülkenin geleceği için karar verecektir. Bu nedenle yapılacak seçimler çok önemlidir. Ya cumhur ittifakı dedikleri AKP-MHP koalisyonuna evet diyerek ülkeyi tek adam diktatörlüğüne teslim edecek ya da demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlediği demokratik, laik, parlamenter sisteme geri dönecektir. Durum, bu kadar açıktır. Her şey, 24 Haziran’da seçmenlerin elindedir.

Dilerim muhalefet partileri, geçen seçimlerde yaptıkları “Ekmelettin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi” gibi bir yanlış yapmadan halkın büyük çoğunluğunun benimseyeceği, demokratik parlamenter sistemi ve demokrasiyi savunan bir adayla halkın karşısına çıkarlar ve başarılı olurlar.

Seçimler