Hüseyin Habip Taşkın

Nereden Nereye Geldik

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çocukluğumda daha doğrusu aklımın erdiğinde komşuluk vardı. Birbirlerine sahip çıkma vardı. Paraya ihtiyacın olduğunda kefilsiz, senetsiz, faizsiz komşun, arkadaşın gönül rahatlığıyla borç para verebiliyordu.

Birinin cenazesi olduğunda tanısa da tanımasa da o günün hamallarıyla cenaze evine yemek götürülürdü. Yakın komşular durumlarına göre bir tencere, iki tencere yemek götürürdü. Tencereler aynı gün içinde ya da bir gün sonra getirilenlere ulaştırılırdı.

Sokağa bir yabancı geldiğinde hangi eve gidiyor diye izleyenler oluyordu. Adres sorulduğunda, kişi açıktan sorguya çekiliyordu. Ona göre ev gösteriliyordu. Okuldan çıkıldığında evde anne, baba olmayınca komşu kadınlardan biri çocuğu, çocukları sahiplenirdi. Karşılık beklemeden karnını doyururdu. Komşular, birbirlerinin saksı altındaki anahtarın yerini bilirlerdi…

O günlerde içten gülüşler vardı. Aralarında kırgınlık, küslük olsa da komşular araya girer tatlıya bağlanırdı. Yaşlıların, hastaların evine kadınlar giderdi. Evindengetirdikleri yemekleri bırakırlardı. Ev işlerini yapardı.

Çocukluğumda mahallemizde Remziyeteyze vardı. Giritli ya da Yunanistan’dan mübadelede gelmişti. Yaşlıydı. Sokağımızın kadınları, annemde dâhil sıra ile sabah kahvaltısını, öğlen ve akşam yemeklerini hazırlarlardı. Evin kızlarıymışçasına temizlik yaparlardı. Özel konuşulacaksa beni bahçeye gönderirlerdi. Çapa ile dalagan (Isırgan) otlarını temizle diye.

Remziye teyze birkaç yıl sonra gözlerini yaşama yumdu. Ortaya çıkmayan ailesi miras için İzmir- Bayındır’a gelmişlerdi.

Yıllar geçse de İzmir Bayındır’a gittiğimde sokağıma uğrarım. Geçmişe dalıp giderim. O günlerle bugünleri karşılaştırırım.  Bizleri çok bozdular. Bir toplum bu kadar mı bozulur?

Sizler hiç geçmişinizle bugününüzü sorguladınız mı? Sorgulamanızı öneririm. Altından ne yaşanmışlıklar çıkıyor. Üzüntüsüyle, acısıyla, sevinciyle insan manzaraları çıkıyor.

Nereden Nereye Geldik

Yorumlar kapalı.