Devrim Kasap

            YİRMİÜÇ SIFIR BİR

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Kente geri ve yeni gelmiştim. Sokakları ağır aksak adımlarla dolaşırken, aklımın bir köşesinde neden geldim ki geri düşüncesi hakimdi. Bu kentin sokaklarında hala pis bir yalnızlık kokusu vardı. Adeta kentin her yerine sinmiş pis bir koku.Giderken birçok şeyi arkamda bıraktığım, iyisiyle kötüsüyle yaşadım geçip giden yaşanmışlıklar…

 

Kuzeyden hafif bir rüzgâr esiyor Bozdağ’dan, serin serin, içim ürperiyor. Varacağım yere az kaldığı için adımlarımı hızlandırıyorum ve geçip gidiyorum insan kalabalığının arasından. Beni ilk karşılayan her zamanki gibi sokağın müdavimi ve delikanlısı olan köpecik oluyor. Az biraz oynaştıktan sonra içeri giriyorum ve rezervasyonları kontrol ediyorum. Güzel bir akşam olacağa benziyor…

 

Bir ıslık tutturuyorum sonra, şarkılar vuruyor dilime. İnsanlar yavaş yavaş gelmeye başlıyorlar. Güzel bir kalabalık beni bekliyor. Sonra yukarı çıkıyorum. Sahne hazır, müşteriler keyif ve telaş içinde beni bekliyorlar…

 

Kemanın sesi içimizi ısıtıp bizi düşüncelere atarken sol tarafımda beliriyorsun birden. Bu kentin kokuşmuşluğu içerisinde böyle bir şey görebileceğim aklımın ucuna bile gelmemişti. Kıvır kıvır dolanan saçların arkadan bağlanmış, üzerinde gri bir kazak boğazı geniş ve yakalarına doğru sarkmış, koluna ise beyaz bir saat. Bütün bu şehrin kokuşmuşluğuna karanlık bir gecedeki ayı ışığı gibi doğuyorsun. Ne kadar dirensem de sürekli sana bakmaktan alıkoyamıyorum kendimi. İçimde bir orman yeşeriyor sana bakarken. Halbuki daha ismini bile bilmiyorum. Sonra bir şekilde yanınıza gelip sohbet etmeye başlıyoruz. O ince uzun, zizil parmakları ellerini görüyorum sonra. -ki sonraları sabahları onları tutarak uyandığım ve hiç bırakmak istemediğim parmakları. Yüzünde hep bir gülümseme. O gülümsemenin de tutsağı olacaktım. Kaldı ki sanırım hala öyleyim… Tanrım lütfen bitmesin bu gece diyorum. Daha uzun süre göreyim. Uzun uzun bakayım gözlerine, ayın ışığını içime doldurayım. Ama zaman bu akıp gidiyor ve gece bitiyor. Ama akıllarda bir şarkı kalıyor o geceden. “Çok karakışlar gördüm ben yine pes etmedim.” …

 

Hani bazı anlar ve yerler vardır ya, hayatınızın akışını değiştiren, ona yön ve şekil veren. İşte öyle bir gün bugün. Ve ben hala bugün, o günün tadını çıkarıyorum. Ve diyorum ki ;

 

Beni böyle hatırla hep,

Hiç ayrılık görmemişiz gibi,

Hiç darılmamışız gibi,

Sanki girmemiş hiç zaman aramıza,

Görmeye hasret kalmamışız gibi birbirimizi…

 

            YİRMİÜÇ SIFIR BİR

Yorumlar kapalı.