Devrim Kasap

Mahşer Yeri

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anlaşılmamış bir öyküyüm zamanın ötesinde. Kalbini bırakıp gitmiş ve yitmiş bir yetim gibiyim. Yalnızlığın ne zamandan beridir peşimi bırakmadığını bilmiyorum. Dışarıda hafif bir yağmur başlıyor, bir rüzgar esiyor sonra kuzeyden hava soğudukça soğuyor. Ellerim cebimde olmasına rağmen ısınmıyor sana uzattığım, tut sımsıkı tut bırakma dediğim ellerim. Bir sigara yakıyorum gecenin ve bıraktığın karanlığın ortasına. Sigaranın ateşi bile karanlık. Küçücük dünyamı aydınlatmaya yetmiyor artık hiçbir şey.

Karanlığın ortasına dalıyor gözbebeklerim. Sonsuz bir siyahlık, kapkara bir yazgı. Beni içine çektikçe çekiyor. Uzaklardan diyorum bir fısıltı duysam çığlık olup koşacağım yanına ama nafile. Ne bir ses geliyor senden ne de bir nefes.

Kendimi esir alan düşüncelerimden bir türlü kurtulamıyorum. Neden diyorum kendime. Sana dediğim gibi. Ama ben de bir neden bulamıyorum. Nefesim kesilmeye başlıyor daha sonra, düşüncelerim beni boğmaya başlıyor. Sanki bir mengene gibi, bir piton yılanı gibi sıkıp nefesimi kesiyor kafamdakiler.

Oysaki gelişin bir bayramdı benim için. Sanki uzun zamandır bu bayramı bekliyordu gönlüm. Sanki her detayın benim için yaratılmıştı. Kafanı ve kaşlarını kaldırıp göz ucuyla hayran hayran bakmaların, o hep özlemini duyduğum ve her fırsatta duymak için vakit kolladığım sesin, ince uzun parmakların, saçlarının dağınıklığı. O kadar güzel seviyordun ki beni sen bile farkına varmadın. Mutluluğum ve huzurum olduğunu her anımda.

Şimdi gittin ve ben yittim. Bıraktığın her yer ise bana mahşer yeri…

 

Mahşer Yeri

Yorumlar kapalı.