Selim ŞAHAN

Seçime doğru…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Seçime doğru…

Bugünkü yazımıza bir fıkra ile başlayalım.

Bir gün iki arkadaş kahvede çayları söyledikten sonra gazete okumaya başlamışlar. Her ikisinin elinde gazete, ilgilerini çeken haberleri okurken biri birden diğerinin yüzüne bakıp, ‘bunu senden beklemezdim’ diyerek bir yumruk atmış. Yumruk yiyen arkadaş büyük bir şaşkınlık içinde, arkadaşına anlamsız anlamsız bakarken, eliyle de yumruk yediği yüzünü ovuşturmuş.

– Bu ne demek şimdi?

– Bunu senden beklemezdim!

– Ne demek bunu senden beklemezdim, ne yapmışım ki?

– Oku şu haberi.

– Yahu sen bana durup dururken bir yumruk atıyorsun ve nedenini söylemeden haber okumamı istiyorsun!

– Oku, oku!

– Yahu hala ‘oku, oku!’ diyorsun, önce neden yumruk attığını söylesene.

– Şu haberi okursan sana neden yumruk attığımı anlarsın.

Bunun üzerini yumruk yiyen arkadaş, haberi okumak için hamle yapmış. Haberin başlığında da ‘Her iki kişiden biri iktidar partisine oy verdi’ şeklinde imiş

– Ee ne var şimdi bu haberde bana yumruk attıracak?

– Bak hala konuşuyorsun, ben oy vermediğime göre!

**

Fıkra bu kadar.

Yeni bir seçim dönemine daha girdik sayılır. Seçim süreci ilerledikçe, ülke her seçimde olduğu gibi ortadan ikiye ayrılıyor. Suçlamaların ve hakaretlerin haddi ve hesabı yok. Herkes birbirini en hafif deyimi ile ‘yandaş’ ve ‘candaş’ olmakla suçluyor.

İnsanların, geldikleri yerler, aile bağlılıkları ve kökenleri bir bir ortaya saçılıyor.

Herkes birbirini vatan hainliği veya dış güçlerin oyununa gelmekle suçluyor.

Terör örgütleri ile iş tutulduğu ve iktidarın devrilmesi halinde olur olmaz felaketlerden söz ediliyor.

Oysa hepimiz vatandaş veya yurttaşız. Vatandaş veya yurttaş olmak için aynı yerde doğmamız, aynı dili konuşmamız, aynı dine inanmamız veya aynı cinsten olmamız gerekmiyor. Aynı vatanda veya toprakta yaşayan insanların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenlemek, yasal haklarını koruyabilmek amacıyla devlet örgütünü kimlerin yöneteceğini belirleyeceğiz.

Bu devlet örgütü, her şeyden önce şeffaf yönetilmelidir. Sonra bütün yurttaşlar dil ve din ayrımı gözetmeksizin yasalar önünde eşit kabul edilmelidir. Devlet ayrım yapmamalı, senden-bizden kayırmacılığı yapmamalıdır.

Devleti yöneten insanların, kişiliklerinin ve yeteneklerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili sayfalarca yazı yazabiliriz.

Özetle ve basitçe eğer bir işyerinde çalışıyor isek yöneticisini de demokratik kurallar içinde yapılmasını istiyoruz. Ve yarışın da eşit şartlarda gerçekleştirilmesini diliyoruz.

Ve en önemlisi, bütün yurttaşlara eşit uzaklıkta mahkemeler olsun istiyoruz…

Bağırıp çağırmaya, insanları sindirmeye ve onlara hakaret etmeye kimsenin hakkı yok.

Aman sosyal medyaya dikkat. Bu dijital çağda her okuduğunuza, her gördüğünüze inanmayın. İnsanlara söylemediklerini ve yapmadıklarını, söylemiş ve yapmış gibi servis edebilirler.

Ve herkes sizin gibi düşünmek zorunda değil.

Ve yanınızdaki arkadaşa yumruğu sallarken, eşit yurttaş olduğunuzu; iktidarın değişmesi durumunda yargılanabileceğinizi unutmayın…

Seçime doğru…