Yorgunluk…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dost

Bir gece habersiz bize gel

Merdivenler gıcırdamasın

Öyle yorgunum ki hiç sorma

Sen halimden anlarsın

Sabahlara kadar oturup konuşalım

Kimse duymasın

Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız

Dokunarak uçalım.

İnsanlardan buz gibi soğudum,

İşte yalnız sen varsın

Öyle halsizim ki hiç sorma

Anlarsın.”

Cahit Külebi

Yorgunluğu anlatan güzel bir şiirdir Cahit Külebi’nin dizeleri.

Şiiri Nahit Ulvi Akgün’ün dizeleri olarak anımsıyorum. İlk dizesiyle aradım. Bay Google dedi ki bu şiir Nahit Ulvi Akgün’ün değil, Cahit Külebi’nin dizeleridir. İkinci kez gülümsetti bu beni.

Sabahleyin oturup bir yazı yazdım. “Pazartesi günü için” notunu düşerek gönderdim gazeteye. Sağ olsunlar onlar da yanıt göndermişler. “Perşembe için bir şey var mı?” diye.

Bazen yaşanılan şeyler, özellikle heyecan veren şeyler, insanı içinde bulunduğu andan alıp götürüyor. Yazıya başlamadan önce aklımdakiler Ödemiş’in kurtuluşu ve Ödemiş’teki kurtuluş etkinlikleri idi.

Belediyemizin yaptığı özellikle çocuklarla ilgili olan etkinliklerin beni her yıl çok etkilediğini heyecanlandırdığını söylemeliyim.

Bu heyecanla 3 Eylül’e dair bir şeyler yazıp gönderdim. Tabi yarının perşembe olduğu da belleğimden uçup gitmiş bu arada.

Yaşam yoruyor insanı. Özellikle de hastalıklar ve ölümler. Zihni bulanıklaştırıyor. Ve yaşlandırıyor. Pek çok şeyi unutuyorsunuz sonra.

Bugünkü unutkanlığım, bana iki kocaman gülümseme getirdi.

İki koca demet çiçek gibi.

Olumsuzlukları ortadan kaldırmanın en kolay yolu; sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanların olumlu ve yapıcı tepkileri.

Yüzünüzden ve yüreğinizden eksilmesin gülümsemeler.

Sevgi, dostluk ve umutla.

Yorgunluk…