Uyarı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Çoklarından düşüyor da

Eğilip almıyorlar

Solgun bir gül oluyor

Dokununca”

Behçet Necatigil’in çok sevdiğim şiirinin dizeleridir bunlar. Şiirin tamamını merak edip okumak isteyenler için şiirin adını da paylaşalım. Güzel bir şiirdir, okurken haz alacağınız.

“Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca”

Bir farkında olmama, görememe yahut görmeme durumu anlatılır şiirin bazı bölümlerinde.

*

Sıcak bir Ağustos günü. Buram buram terleten güneşten kaçıp bir ağacın şefkatli kollarına sığınmışsınız. Etraf yemyeşil. Belki sabah belki de dün gece sulanmış toprak. Toprak kokusu, ağacın yapraklarının rüzgardaki hafif hışırtısı, her şey olması gerektiği gibi.

Yoldan arabalar geçiyor. Kaldırımda yürüyen insanlar.

Yakın bir yerde bir tabela.

“Çimlere basmayınız.”

Siz tabelayı gördünüz belki ancak okumadınız. Belki de okudunuz kim bilir?

Az ötede başka başka insanlar… Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, birkaç da çocuk belki…

Yayılıp çimlere günün tadını çıkarmadalar. Çekirdek çitliyorlar keyifle. Yine yakınlarda bir tabela.

“Yerleri temiz tutalım”

“Sessiz olalım ”uyarısının altında gülüşmeler… Kikirdeşmeler. Kahkahalar.

“Sigara içilmez” tabelasının hemen altında döndürülmüş sigaralar.

“Park yapılmaz” tabelasının bulunduğu yere sıra sıra dizilmiş araçlar.

Ha! Bazı uyarıların da yapılmasına gerek yoktur. En azından yazılmasına. Şöyle ki:

“Kaldırımlar, yayaların kullanımı içindir”

“Yol, motorlu araçlar içindir”

“Uçuruma araç sürmeyiniz” gibi.

Ancak kaldırımlar, çoğu zaman iş yerlerinin vitrini olarak kullanılır pek çok yerde. Öyle olunca bizim yayalar yola iner.

Salına salına gider yolda.

Yayalar, yolu kullanmaya başlayınca araçlar ne yapar bunu asında biliyorsunuz. Onlar da karşı şeridi ya da orta refüjü kullanırlar. Zaman zaman kaldırımları. O da mümkün olmadığında yolun kenarındaki kanala yahut uçuruma doğru direksiyon kıranları da görülür.

Hepsi olmasa da pek çoğu trajik bir hikayenin kahramanı olurlar böylelikle.

*

Ben, arada bir merak ederim. Bu uyarı yazılarını kim yazar? Bu uyarı yazılarını kim okur? Bu uyarı yazılarını yazdıranların amacı nedir? Bu yazıları okuyan olur mu? Okuyan varsa umursayanların oranı nedir?

Yıllar boyunca Türkiye’nin pek çok şehrini gördüm. Pek çoğunda bir müddet bulundum, yaşadım. Ancak bu yazılara, uyarılara uyulan bir yere rastlamadım desem yalan olmaz.

Bir konuda ailede ve okul sıralarında verilen eğitim niteliksiz yahut yetersiz ise etrafa ne kadar tabela koyup uyarırsanız uyarın nafile bir çabadır. Asıl önemli olan oraya bir uyarı tabelası koymak değil o noktada nasıl davranması gerektiğini bilen bireyler yetiştirmektir.

Bayramlarınız bayram ola.

Sevgi, dostluk ve umutla.

Uyarı