Saat kaç?
İbre kaçı kovalıyor?
Neresindeyiz zamanın, hangi ritminde…
Saat ayarında ağır ağır ama kararlı adımlarla mı yol alıyoruz yoksa dakika modunda daha hızlı mı yaşıyoruz zamanı? Belki de saniye ayarında başı dönercesine kovalıyoruzdur vakti ve düşmüşüzdür ardına bitmek bilmeyen telaşların. Hızımıza yetişmek için durmamamız gerektiğinden çılgınca, anı kaçırmadan işlerin ardında yılmadan gitmekteyizdir. Ama kendimizi de görmeye fırsat bulamadan yaşıyoruzdur hayatı. Bu şu anlama da geliyor galiba; daracık bir rotada, kendini tekrar eden bir rutin içerisinde, aynı döngüyü yaşıyor ve kovalıyoruz hayatı… Durmak aklımıza bile gelmiyor. Durduğumuz an sistem aksayacak diye korkuyoruz belki de. Ama yıllar, birbirinin ardına düşüp döngüyü büyütüp gerçekten yavaşlamamız gerektiğinde iş işten geçmiş olabilir. İşte bu bozulmuş saat gibi geçmişe takılıp kalmasına sebebiyet verebilir insanın…
Peki, ibre hangi renkte?
Renk dediysem, duygunun rengini soruyorum elbette. Stres rengindeyseniz, renginiz gri, füme. Diğer renkleri de kaçırıyorsunuz demektir bu demde. Belki baharın o hızla değişen havasının ruhunuz üzerinde bıraktığı etkinin sonucudur bu. Ya da peş peşe gelen işlerin bizi salise ritmine sokmasının getirdiği hızın, yükün ağırlığının üzerimize çökmesinin neticesidir hissettiğimiz. Değişken bir ruh halinin yıpratıcılığı, yoruculuğudur…
Neşe demindeyse ibreniz, güneş tadında bir renginiz var demektir; sapsarı. Belki biraz turuncu, cıvıl cıvıl. Işığınız, ışıltınızla etrafınızı da ilerleyen ibrenizle dokunup teker teker, etkiliyorsunuzdur. Ne hoş. Aynı zamanda enerji saatinin ibresini ilerletiyorsunuz anlamına da geliyor bu, ne dersiniz?
Eğer havai bir haldeyseniz, uçuk maviler, lilalar, pembeler hayatınızı boyamış demektir. Biraz uçuk kaçık, biraz kırılgan, biraz duygusal bir resmi çiziyorsunuz demektir fırçanızla.
Umarım kırmızı ve siyah modda değilsinizdir. İbre şiddeti, hiddeti yüklememiştir döngüsüne. Bir spor müsabakasında olması gereken hoşgörünün yerini kırıcılığın aldığı, centilmenliğin bitip düşmanca davranışların sergilendiği bir manzarayı betimlemiyorsunuzdur…
Saat kaç?
İbreniz, zamanın hangi ritminde?
