TARİH TEKERRÜR ETMESİN

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İdlib, Suriye sınırındaki insanlık dramı iki gündür yüreğimizi tırnaklıyor. ABD Başkanı, “Suriye kırmızı sınırı geçmiştir” açıklaması ile hareketi başlattı.

“Bugünkü İdlib katliamının gerçeğini anlamak istiyoruz” diyenleri 1994 yılına götürmek istiyorum. Tarihi bilgiler, yaşanmış acılar iyi incelenir, görünüşün ardındaki gerçekler sorgulanırsa aslında bugünler daha iyi anlaşılır. 1994 yılında Bosna Hersek Müslümanlarına Sırpların yaptığı zulümler uzun uzun yazılıp çizilmişti. Aradan onlarca yıl sonra bu zulmün ardında ABD-CIA olduğunu öğrendiğimizde büyük resme bakmadığımız için olayları kısır değerlendirmiştik.

CIA, uzun yıllar planladığı projeyi aslında Arap-Afganistan gençlerini eğit donat ile yetiştirip katliamlar yaptırıyordu.

Sonra ne oldu? Bu zulmün sonunda Bosna katliamı bahane edilerek Yugoslavya işgal edilip parçalandı. Bugün böyle bir ülke artık yok. Küçük küçük devletçikler yerini aldı. Yani amaçlanan proje aslında emperyalist güçler tarafından gerçekleştirilmiş oldu.

Dün öyleydi de bugün farklı mı? Hayır…

Yaklaşık altı yıldır Suriye üzerinde çok kapsamlı bir hareket tertip edilmiş durumda, amaçlanan şey malumunuz ‘böl parçala dağıt’tır. Çok yazık ki bu emperyalist güçlerin bir diğer maşası da biz yapılmak isteniyoruz. Lütfen dikkat!

Ben bu satırları kaleme almadan sabah saatlerinde ABD katliamı gerekçe göstererek Suriye’yi vurdu.

“Suriye ile neden uğraşıyor ABD?” derseniz tıpkı Yugoslavya’ya oynanan oyun dersem aaaa dermisiniz? Hiç demeyin olayları görünüşler üzerinden değil, arka planda planlanan oyunlar üzerinden okuyun olur mu sevgili okurlarım?

Irak ile İran uzun zaman birbirine kırdırıldı. Müslüman, Müslüman’ı öldürdü. Emperyalist güçlerin tuzağına düşüldü. Çok acıdır ki bir türlü Müslümanlar, ısırıldıkları yerden tekrar ısırılmaya devam ediyor, oysaki böyle mi olmalıydı?

Allah’ın kutsalı ayetleri ne diyor: “Birlikten beraberlikten sakın ayrılmayın, fırkalara bölünmeyin…” Peki ayetler, kutsal metinler dikkate alınıyor mu?

Başımızda dindar hükümet var diyenlere bir sözüm olsun, bu dindar görünüşlü hükümet bizzat yıllarca Suriye’deki iç savaşın tarafı olmuş, mezhep farklılığını körüklemiştir. Allah’ın kutsalında dindarlık böyle değil. Hepimiz çok şükür Müslümanız, Kuran-ı Kerim’i anlayarak okumaktayız. Kuran-ı Kerim Al-i İmran Suresi 103.ayeti tekrar anlayarak okuyalım: “Sakın ola ki parçalanıp bölünmeyin…”

Bizzat Ahmet Davutoğlu ne dedi: ‘Canım ne olacak IŞİD denilen birkaç öfkeli Müslüman genç…’ Kabineden bazı kişiler de IŞİD terör örgütü PKK’dan daha az tehlikeli demedi mi?

IŞİD ülkemizde yıllarca yuvalandı, tedavileri eğitimleri neyin karşılığında yapıldı?

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan diyor ki; terör örgütünün hepsi kötü, mezhep ayrımcılığı yapmayalım.

Peki sayın devletlüler, yıllarca neden yaptınız? Suriye’nin iç işlerine neden ve niçin müdahil olup ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde söylemeye dilim varmıyor ama maşa oldunuz?

Yıllarca süren Suriye politikamızın yanlışlığını bizzat Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Çok yanlışlık yaptık” diyerek özetledi.

Şimdi derhal emperyalist güçlerin oyununu bozarak, onlarla işbirliği yapmayarak en büyük iyiliği, en büyük dindarlığı yapın, önce ben sizin elinizi öpüp hayır dua edeceğim, sözüm söz… Haydi AK Partili kardeşlerim, dindarlığınızı şimdi gösterin. Bugün Suriye üzerinde oynanan oyun, yarın bizim ülkemizde oynanacaktır, el aman. Büyüklerin duası bizlerle, masumlarla olsun…

Zaman evet hayır kavgasına düşmek değil, birlik beraberlik zamanıdır.

TARİH TEKERRÜR ETMESİN