Solmadık, soldurulduk

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Muğla’nın Milas ilçesinde Yükseköğretim Sınavlarına girmesi beklenen 19 yaşındaki Melek Kurtuluş, evinin yanındaki inşaat alanında asılı olarak bulundu.”

“Diyarbakır’da 18 yaşındaki Ömer Ateş, sınavın yarısında mide bulantısı yaşayıp sınavdan çıkmak zorunda kaldı ve tekrar sınava alınmadı. Ömer Ateş, strese ve kaygıya dayanamayıp intihar etti.” Basından…

Ne kadar hüzünlü… Ne kadar can yakıyor duyduklarımız, gördüklerimiz.

Sadece sınavdı oysa… İki saatlik bir sınav…

Ya da o kadar değil miydi?

Hayatı belirleyen, olmazsa olmaz türden miydi?

Bu iki genç canlarına kıyabildilerse,

Demek ki sınava yüklenen anlam oldukça büyüktü.

Sınav sonrası aldığı puan ya da kazandığı okul;

İlk olarak aileleri, sonra da sistemin engeline takılıyordu.

Sınavda başarılı değilsen eğer ailen, “Bak komşunun oğlu/kızı falanca yeri kazanmış, sen neden kazanamadın?” diyecekti

Hadi başardın diyelim, üniversiteye gittin, peki ya sonra?

Asıl o zaman yüzleşecekler gerçeklerle.

Şimdi elini sallasan üniversite mezunu,

Hatta elini sallasan iki üniversite mezunu…

Sebep?

Sebebi çok ya da sebebi yok.

Suçlu şu desek olmaz, ya da bu…

Bilinen bir gerçek var ki

Hayat yaşamaya değer.

Başarılı olamadık diye hayata küsüp yok olmak, şu ana kadar aldığımız bütün nefeslere ihanet olur.

İşsiz kalalım ya da parasız…

Nefes alıyorsak hala bir ümit var demektir.

Solmadık, soldurulduk