Sizi gidi deistler sizi…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Son günlerde hangi çevreye gitseniz sohbetler, ‘Bu deizm de ne?’, ‘Gençler deist oluyormuş’, ‘İlahiyat öğrencileri ve hocaları da olmuş’ gibi cümleler, sorular ve bu sorulara verilen ya da verilemeyen yanıtlara bağlanıyor desek yanlış olmaz.

Deizm, ayrıntılarından arındırırsak bir ‘yaratıcının’ varlığına inanan ama yaratıcının yarattıktan sonra dünya işlerine karışmadığını öne süren, hayli yaygın bir inanç. Dolayısıyla ‘deist’ inançta peygamberler, kutsal kitaplar, her dinde görülen ibadet tarzları yok! Elbette din görevlileri ve ruhban sınıfı da yok. Bu nedenle de deizm, bir din sayılamaz.

Bu haliyle deizm, dini kurallardan ‘bunalmış’ gençler için (Elbette yaşlılar için de) kolay bir kurtuluş yolu! Burada, bir ‘yaratıcının kabulü’ belirleyici ve deizmi ateizmden (dinsizlikten) ayırıyor.

Aslında ‘deizm’ tartışması yeni değil. Daha önce de ‘yaratılışçı bir fe2lsefe’ olarak deizm gündeme gelmişti.

1990’lardan başlayarak 2000’li yılların ilk 10 yılındaki ‘evrim-yaratılış’ çatışmasının çok yüksek tempoda seyrettiği günlerde şimdi; ‘Bu deizm nereden çıktı!’, ‘Deizm büyük bir tehlike!’ diye bağırıp çağıranlar, evrim kuramını biyolojiden çıkarıp yerine yaratılışçılığı geçirmek için o yıllarda deizmin yani yaratılışçılık mevzisinin ön saflarında savaşıyorlardı.”

Yukarıdaki alıntı, ulusal gazetelerimizin birinde yazan bir köşe yazarının yazdıklarından.

Yıllar önce bir arkadaşım, bir fıkra anlatmıştı. Hani belki bilirsiniz, uzadıkça uzayan ve nerdeyse sonu gelmeyen fıkralardan. Kısaca özetleyeyim:

Adamın biri, işlediği bir cinayetten sonra çıkarıldığı mahkeme tarafından idama mahkum edilmiş.

(Yargılama sırasındaki gelişmeleri atlıyorum.)

Yargılanırken kendisine sorulan “Ne iş yapıyorsunuz?” sorusuna, sürekli olarak “Gulpçü” dermiş. Hiç kimse de bilmiyor demesinler diye “Bu gulpçülük de nedir?” diye sormazmış.

Gel zaman git zaman ‘gulpçülük’, ilgi odağı olmaya başlamış ve herkes bu ‘gulpçülük’ üstüne yazılar yazmaya, memleketteki bütün sorunları gulpçülerin üstüne atmaya başlamış.

En son dayanamamışlar ve yargılanan bu kişiden açıklamasını istemişler.

“Açıklarım ama bir tekne ile bir aylık yolculuğa çıkmam gerekir” demiş.

Kimi “Kaçacak” kimi de “Çıksın artık da yeter ki açıklasın” demeye başlamış.

Ve onlarca güvenlik elemanı eşliğinde çıkmış. (Özetliyorum)

Bir ay geçmek bilmemiş ve tartışma büyümüş de büyümüş. İddialar, suçlamalar ve tartışmalar…

Ve süre bitmiş. Binlerce insan toplanmış limanda. Uzaktan görünen tekne limana yanaşmış. Mahkum tekneden ağır ağır çıkmış.

Herkes merakta: “Acaba bu gulpçülük ne!” Adamın elinde bir kutu. “Evet, açıkla bakalım” demişler.

Adam kutuyu açmış, içinde başka bir kutu. Onu açmış, başka bir kutu. Başka kutu da açılmış yine başka bir kutu derken heyecan dorukta.

Dünyadan bütün TV kameramanları canlı yayında.

(İnanın özet anlatıyorum.)

Ve kutunun içinden siyah bir cisim. Alanda iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık. Elinde tuttuğu siyah bir taşa benziyor. TV’ler canlı yayında. Nefesler tutulmuş…

Mahkum, siyah cismi yukarı kaldırmış. Koca limanda çıt çıkmıyor.

Ve siyah cismi denize atmış: “GULP!”

“İşte efendim, ben bir işsizim: Her gün böyle deniz kenarına gelir, denize taş atarım.”

Bütün yazılar, bütün iddialar, bütün suçlamalar bir anda çökmüş.

Dünyanın düşmanı olarak görülen “gulpçülük”, bir işsizlik göstergesi olarak ortaya çıkmış…

MEB, 8’inci sınıf öğrencilerinin 2 Haziran’da isteğe bağlı gireceği merkezi sınavla öğrenci alacak okulları ve kontenjanları açıkladı. 8’inci sınıf öğrencileri, 2 Haziran’da yapılacak isteğe bağlı merkezi sınav başvurularını bugünden itibaren 18 Nisan’a kadar yapabilecek.

Ödemiş’te sınavla girilecek liselerin isimleri de belli oldu: Fen Lisesi ve İmam Hatip Lisesi.

Tüm İzmir çapında 10 İHL, 27 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 15 Anadolu Lisesi, 3 Sosyal Bilimler Lisesi, 7 de Fen Lisesi’ne sınavla girilebilecek. Toplamda 62 sınav lisesi yani.

Sınıflar 30’ar kişilik. Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri 810, Anadolu Liseleri 2430, İmam Hatip Liseleri 930, Fen Liseleri 720, Sosyal Bilimler Liseleri de 270 öğrenci alacak. Gerisi, ya özel okullara ya da mahalle liselerine.

Ayrıntılar, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Sanıyorum sendikalardan da bir açıklama gelecek.

Benim ilk anladığım kadarı ile iyi okullara girmek isteyen başarılı öğrenciler, sınava girecekler ve tabii ki öncelikle olarak Fen Lisesi’ni hedefleyecekler. Ödemiş ve civarından 90 ortaokul öğrencisi, Ödemiş Fen Lisesi’nde okumaya hak kazanacak. Öğrenci, Fen Lisesi’ne giremedi mi arkasından İmam Hatip Lisesi’ne yönlendirilecek. Orası da olmadı mı işte o zaman mahallesine en yakın okula gidecek. Veya özel okula…

Adnan Hoca ile Cübbeli Ahmet Hoca’yı biliyorsunuz. Şimdi hangisi Müslümanlık kriterleri içinde bilemiyorum. Birbirleri hakkında demediklerini de bırakmadılar geçenlerde.

Hakaret ve baskı olmadığı sürece insanlar istediği fikre inanmalılar.

İşte benim anladığım kadarı ile bu ‘deistlik’ de böyle bir şey. İnsanlar “Evet bir yaratıcı var ama ben buna istediğim gibi inanır istediğim gibi de ibadetimi yaparım” diyor. Yanlış mı algıladım acaba!

1996 yılında Ödemiş’e tayinim geldiğinde ilk görev yaptığım okul, İmam Hatip Lisesi idi. Orada 3.5 yıl çalıştım. O zamanın imam hatiplisi ile bu zamanın imam hatiplisi arasında dağlar kadar fark var…

Herkes imam olamaz…

Sizi gidi deistler sizi…