Bir zamanlar bir caminin müezzini, caminin ibadet yerinin temizliğini bitirince faraşında topladığı çerçöpü atmaz, onları daha önceden ayırdığı büyük çuvalın içinde biriktirirmiş. Cami cemaatinden bunu görenler, ona bunun sebebini sorsa da kimseye söylemezmiş. Cemaatten hoca hakkında aklını kaçırdığına dair dedikodu yapanlar bile olmuş.
Derken her canlının başına gelen, bizim hocanın da başına gelmiş ve aniden vefat etmiş. Hocayı kabre koyarlarken yakınları hocanın yıllarca cami temizliği sonrası çerçöpü koyduğu çuvalı getirip topraktan önce onu dökmüşler… Yıllarca bunu merak eden ve hatta dedikodusunu yapan cemaat; gözler yaşlı, mahcubiyet içinde son görevlerini yapmışlar.
Meğer müezzin hocamız, ailesine vasiyet etmiş: “Caminin tozu bile rahmettir. Beni mezara koyarken topraktan önce yıllarca biriktirdiğim camimin tozunu, çerçöpünü döküverin! Belki görevin hakkını vermede kusurumuz olduysa Rabbim bu vesileyle belki beni bağışlar.”
Evet, Ekim’in ilk haftası, Diyanet İşleri Başkanlığımızca Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanıyor. Medeniyetimizdeki camilerin ve hadimlerinin yeri hakkında farkındalık hedefleniyor.
Hz. Peygamber, Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde daha başını sokacak kendi evini yapmadan önce Allah’ın evini yani Mescid-i Nebevi’yi inşa etmiştir. İnşasında kendisi de sahabe ile çalışmıştır. O güzel sahabeyi orada yetiştirmiştir. O zaman Mescid-i Nebevi, sadece namaz kılınan bir yer değildi. Yeri geldiğinde okul, hastane, önemli işlerin görüşüldüğü bir meclis, dertlerin ve sevinçlerin paylaşıldığı sosyal bir mekandı.
Camide cemaat olmayı bazen ihmal etsek de nihayetinde ahir ömrümüzde son namazımız için mutlaka uğrayacağız. Tabi o da bir nasip…
Evliya Çelebi’nin ifadesiyle dağlarından yağ, ovasından bal akan, imkanları son derece geniş olan İzmir-Ödemiş ilçemiz… Eğer fırsatları ve imkanları yok diyen varsa bir zahmet başka memleketler görüversin de gelsin. İlçemiz, 130 bini aşan nüfusuyla ve ekonomik potansiyeli ile çoğu ili geride bırakıyor. Böyle bir ilçenin merkezinde çoğu apartman altlarında, zamanında izin verilmiş 15 tane bodrum cami var…
Çoğu, yangın vs. durumunda tahliye sorunlarına sahip… Merkezdeki mescitlerin isimleri:
1-Ataç Mescidi, 2-Badem Mescidi, 3-Beşgöz Mescidi, 4-Boyacıoğlu Mescidi, 5-Garaj Mescidi, 6-İmam Birgivi Mescidi, 7-Köklü Mescidi, 8-Tok Mescidi, 9-Yaylakent Mescidi, 10-Yenikent Mescidi, 11-Tekke Mescidi, 12-Mezarbaşı Mescidi, 13-Hacı Nuri Mescidi, 14-Fatma Hanım Mescidi, 15-Emine Hatun Mescidi.
Böyle varlıklı bir ilçenin insanları, bu ayıbı yok etmeli. Ben inanıyorum ki ilçemizde tek başına cami yapacak çok gönül sahibi var. Ha! Bir de bir cami yapılıyorsa buna karşın üç okul yapılmalı fikrimi beyan edeyim ki muradım başka yönlere çekilmesin!
Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle camilere emeği geçen geçmişlerimize rahmet, sağ olanlara sıhhat ve afiyet diliyorum. Bir Ödemişli olarak bodrum mescitler sebebiyle Rabbime karşı mahcubum…
Umarım meramımız, etki ve yetki sahiplerine ulaşır.
