Ne diyelim?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kim demiş renk yitimi diye Aralık?

Müthiş bir renk cümbüşü var etrafta. Yürüyüş yaptığım Kültür Park’ta özellikle gençler, bu canlılığı objektiflerine hapsetme telaşındaydı geçen hafta. Ilık havanın tadını çıkartanların da sayısı bir hayli fazlaydı elbette. Yapraklarını kızartan çınar ağaçlarının yanında sarısını fosforlayan dut ağaçları, müthiş bir enerjiyi de yayıyordu. Görmek isteyene hayatta her dem çok güzel şeyler var etrafta. Her mevsim, kendine has yapısıyla okşuyor gönülleri. Lakin her dönem, gereğini yapıp çekiliyor hayat sahnesinden. Bu mevsim de renklerini fazlasıyla parlatıp sonra toplayıp tasını tarağını kaçma meyline girmiş bile. Yağmurun serinliğini üzerinde toplayan yapraklar, üşüyüp toprağı öpmüş çoktan. Bununla da kalmayıp renklerini de kavuştuğu toprağa döndürmüşler. Mevsimin o parlak yüzü, gecikmeli olarak kışa döndürmüş kendini.

Hakikati eğip bükemezsiniz. Bu mevsimin de gerçeği bu. Bugün ışıl ışıl gülen bir bitki, yarın tüm rengini indirebiliyor yere ve üryan kalabiliyor.

Elbette değişim, yeniden düzenlemeyi de gerektiriyor çünkü tınısı değişiyor hayatın. Haydi, o zaman akort edelim hayatı!

Çok zor bir yılı insanlık adına tarihe yazdı zaman ve bitime doğru yol alırken yıl, bilmiyorum tazeleniyor mu umutlar… Hangi kaygıyı daha çok besliyoruz şu zamanlarda? Duyduklarımızla kafa karışıklığımız da çoğalıyor gibi. Ya da bana öyle geliyor. Birbirine benzemiş söylemlerle yol alıyor ve kendini çoğaltıyor zaman.

Ne diyelim;

yıka olumsuzlukları her damlanla yağmur

mavi gök altında

büyüsün koca tebessümler

ısınsın dünya

Ne diyelim?