İş cinayetleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kadın cinayetlerinin ardından bir de ‘iş cinayetleri’ çıktı.

Geçtiğimiz gün kargodan bir paket geldi. Açtım baktım: “2019 İş Cinayetleri Almanağı”

Bana kargodan ne gelir? Tabii ki kitap…

Kitap, çalışırken hayatını kaybeden emekçilerin haberleri ile oluşturulmuş. Anlaşıldığı kadarı ile yoğun bir araştırma ve emek sonucunda ortaya çıkmış. 1 Umut Yayıncılık tarafından çıkarılan “İş Cinayetleri Almanağı 2019” başlıklı kitapta çeşitli röportajlara da yer verilmiş.

Yılın bayram, yıl dönümü gibi belli günlerini, birtakım gökbilim, meteoroloji bilgilerini, kimi alanlarla ilgili istatistikleri vb. veren kitap biçimindeki takvimlere ‘almanak’ adı veriliyor. Yakın tarihin bir özeti gibi.

Şöyle bir göz attım. Almanağın tanıtımında “İşçilere ve emeğe kıymet verilmeyen bir hayatta geleceğimizi, insanlık ülküsünü sorgulayan sorulara umutlu cevaplar vermek giderek zorlaşırken yok sayılanların çalıştığı ve yaşadığı koşullara alakamızı umutla sürdüreceğiz” ifadeleri kullanılıyor.

“Ulusal ve yerel basın kuruluşları aracılığıyla basında yer alan iş cinayeti haberlerinin derlendiği 2019 İş Cinayetleri Almanağı’nda Aydın’ın Çine ilçesinde seramik sektöründe kullanılan kuvars madenlerinde çalışırken silikozis hastalığına yakalanan işçilerle yapılan röportajlarda işçilerin çalışırken maruz kaldıkları önemli bir meslek hastalığı kaynağı olan asbest konusuna yer veriliyor.

Çine’de çalışan bir işçi ile yapılan röportajda ulusal gelirin ‘ne pahasına’ elde edildiğini daha iyi anlıyoruz. Basına yansıyan haberlerde yer bulduğu kadarıyla 2019’da en az 1614 işçi hayatını kaybetmiş.

Kar ve zarar ile ölüm ve yaşam zıt kardeşler… Biri yükselirken diğeri düşüyor…

Yakınlarını iş cinayetinde kaybeden aileler, ‘Adalet Arayan İşçi Aileleri’ adı ile bir de grup kurmuşlar. İstanbul-Davutpaşa patlamasında eşini kaybeden İdris Çabuk, “28 Nisan, İş Cinayetlerini Anma ve Yas Günü ilan edilsin” diyor.

“İş cinayetleri sürerken istiyoruz ki senede bir gün vefa gösterilsin, unutulmasınlar. Hep hatırlansınlar. Yası tutulmayan işçiler için mücadele edilemez. Kamusal sorumluluğu olanların görevlerini yerine getirmediği için iş cinayetleri devam ediyor.”

1 Mayıs 2012’de iş cinayetinde Selin Erdem’in hayatını kaybettiğini hatırlatan Çabuk, “27 yaşındaydı. Bir TV dizisinin setinde ağır koşullarda çalışıyordu. Güvenli çalışma koşulları yaratılmadığı için bu acıyı yaşadık. Dört gün sonra bilirkişi incelemesi yapılmadan dava açıldı. Sadece şoföre ceza verilmedi. Trafik kazası olarak kayda geçirildi. Çabalarımız sonucu AİHM’e başvurarak sürdürdük” demiş.

Ünlü şair Orhan Veli, Vatan İçin şiirinde şöyle demiş: “Neler yapmadık şu vatan için! / Kimimiz öldük; Kimimiz nutuk söyledik”

Onlar da ‘vatan için’ çalışıyorlar ama öldüklerinde cenazelerine sadece aileleri ve yakın dostları katılıyor.

Nazım Hikmet de ‘Hoşça kalın Dostlarım’ adlı şiirinde şunları yazmış:

“Hoşça kalın dostlarım benim, hoşça kalın! / Sizi canımda, canımın içinde / Kavgamı kafamda götürüyorum. / Hoşça kalın dostlarım benim / Hoşça kalın… / Resimlerdeki kuşlar gibi / Dizilip üstüne kumsalın, / Mendil sallamayın bana. / İstemez… / Ben dostların gözünde kendimi / Boylu boyumca görüyorum.”

**

Bugün, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıl dönümü…

Akıllandık ve önlem alıyor muyuz!

İş cinayetleri