Doz aşımı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsan bu; tatmin olmayan nefse, doymak bilmeyen bir bedene ve her şeyi isteyen bir ruha sahip. Haddi vasat oysa onunki. Olması gereken bu, daha doğrusu. Sınırsız değil onun hakkı. Zaten bedenen de çoğu küçük gördüğü hayvanatın gerisinde kalıyor. Çünkü tek başına her şeyin üstesinden gelmesi mümkün değil. Ama düşünsel noktada onun istidadına bütün mahlukat birleşse yetişemez. Düşünce ve hayallerinin sınırı yok. Öyle olduğu için de insan, bugüne ve bugün sahip olduklarına erişebilmiş. Hayal etmiş ve hayal ettiklerinin olması için gereği neyse yerine getirmiş, azmini yol etmiş arzuladığına ve ulaşmış sonunda ona. Her gün biraz daha ileriye de götürüyor bu yaptıklarını. İlmiyle her gün biraz daha yol kat ediyor. Ve elbette ki teknolojideki gelişmeler sayesinde herkes, bu yeniliklerden çabucak haberdar olup hayatına alabiliyor onları. Değişime açık insan, değişiklikleri de arzuluyor kendi içinde ve bu değişime belki de bundan ötürü çabuk adapte olabiliyor.

Özellikle günümüzde iletişim konusunda geldiğimiz nokta, bir anda herkesin yeni bir gelişmeden haberdar olmasını sağlıyor. Bu, güzel bir durum. Ancak iletişim araçlarını da hangi amaçla, ne ölçüde kullandığımız da önem taşıyor. Son zamanlarda özellikle gençlerin bu kanallarla gerçekte olmayan haberleri yaydıklarına şahit oluyoruz. “Şu kişi kayıp, haber alınamıyor. Arkadaşını gece eve bırakmış, o zamandan beri kendisine ulaşılamıyor, telefonuna da ulaşılamıyor, ailesi perişan”. Tabi böyle bir haber, aileyi ve genci tanıyanları telaşa düşürüyor, üzüyor, kaygılandırıyor. Aradan bir süre geçince anlaşılıyor ki arkadaşları şaka amaçlı böyle bir haber yapmışlar. Şimdi durup bir düşünelim şaka nedir? “Karşısındaki kimseyi kırmadan, incitmeden, eğlendirmek, güldürmek ereğiyle söylenen söz ya da yapılan hareket” diye tanımlamış sözlük. İnsan, eğlenmek için şaka yapabilir ama haddi aşmamak kaydıyla. Hani “eşek şakası” tabiri vardır kullandığımız, bu yapılan o sınıfa da girmiyor. Üstelik bunun şaka tarafı ne? Böyle şaka mı olur?

Başka bir olay bir arkadaşımın dediğine göre; “Çocuğun arkadaşı okuldan babayı arıyor ‘Çocuğunuz öldü’ diyor -ölüm haberi böyle verilmez o da ayrı bir konu- Tabi ki aile perişan, okula gidiyor, çocuklarına bir şey olmamış. “Şaka yaptım” diyor arayan arkadaşı. Şimdi böyle şaka olur mu siz söyleyin? Sair vakitte böyle bir haber ulaştığında insan inanır mı yalancı çoban misali?

Yine metroda bekleyen iki genç, sırtlarındaki çantayı fırlatıp “Bomba” diye bağırıp kaçıyorlar. Sonrası büyük bir kaos. Anlatmaya gerek yok. Kamera kayıtlarından kimin yaptığı tespit ediliyor. Yakayı ele verince “Şaka yaptık” diyor gençler. Yani insanlar, içlerinde biriktirdiklerini farklı şekillerde dışa vurup sonra şaka koyuyorlar adını. Ama şaka yaparken insanların tepkilerini de hesaba katmak lazım. İnsanlar kalp krizi geçirebilir, telaşla kendini raylara atabilir, hamile olanı vardır, hastası vardır, yaşlısı, çocuğu var. Böyle bir davranışın adı nasıl şaka olabilir? Evet, insanların düşünsel noktada sınırı yok dedik ama bu şekilde doz aşımına da gitmemek lazım. Başkalarını bu şekilde korkutmak, endişeye düşürmek, duygusal travmaya sebebiyet vermekten nasıl zevk alınır ve bu durum eğlenceli bulunabilir anlayamıyorum. Olsa olsa hastalıklı ruhların dışa yansıması diyebilirim. Bu tarz haberler de artıyor. Bu, toplumun özellikle de gençlerin ruh sağlığının çok da iyi olmadığını göstermez mi? Çok dramatik bir durum aslında bu yaşanılanlar.

Eeee… Ne diyelim, Allah böyle şakalar ve şakacılardan bizi uzak tutsun…

elma şekeri mi elindeki

şakalama beni

körebe misin

yakalama beni

hayat yeterince yorucu

bir de sen yorma beni

dur

durman gereken yeri bil…

Doz aşımı