Bağcı dövmek; üzüm yemek!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz haftalarda öğrencilerimizle Ankara ve Eskişehir gezisi yaptık. Ankara’da Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini, Eskişehir’de de yenilenen bir şehrin güzelliklerini yerinde görelim istedik. Ankara’da 1 ve 2’nci meclisleri gördük. Kurtuluş savaşının tozu dumanını içimize çekip, Ankara kalesinden başkente şöyle bir göz attık. Sonra Anıtkabir ve ver elini Eskişehir.

Ben bu tür gezilerde Ödemiş için örnek alınabilecek güzellikleri kayda alırım. Gezerken, ‘ah bizde de şöyle bir şey olsa!’, ‘vah bizde neden bu yok!’ falan derim. Fotoğraflar çeker notlar alırım. Bir de gittiğim yerlerde uzun süredir görmediğim arkadaşlarım varsa, yarım saat de olsa onlarla buluşup şöyle bir anılar sörfü yaparım. Nitekim bu gezimizde de hem Ankara’da hem de Eskişehir’de kendilerini uzun yıllar görmediğim iki arkadaşla buluşmanın sevincini yaşadım.

Eskişehir Odunpazarı evleri bölgesini gezerken, tarihi bir binanın önündeki belediyenin ilan panolarına gözüm takıldı ve fotoğrafını da çektim.

Evet Eskişehir, gezilmesi görülmesi gereken bir yer. Buraya geçen yıl da üniversite arkadaşlarımla buluşma nedeniyle gitmiş oralı olan bir arkadaşımız sayesinde epeyce gezme olanağı bulmuştum. İşbilen bir belediye başkanının olduğu belli. Ama, şehir geneli de öyle kimilerinin anlattığı gibi bir masal diyarı falan değil hani. Ayrıntılara girmeyelim.

O ilan panosu oraya yakışmamıştı. Oradan başka bir yerde de bulunabilirdi.

**

Epeyden beri yazmak istiyorum ama malum yanlış anlaşılırım diye düşünmekten ya da nasıl tepki görürüm diye kendime fren koymaktan yazamamıştım. Arada kıyısından köşesinden yazmıştım ama doğrudan yazamadığım için içimdeki yazma arzusunu giderememiştim.

Seçimlerin yapılması ve ilçemizdeki belediye başkanlığının el değiştirmesi ile Ödemiş’teki belediye panolarında yapılan değişimi sanıyorum fark etmişsinizdir. Kentin değişik bölgelerinde bulunan bu büyük ölçülerdeki yanyana duran panoların hepsinde, 15 Temmuz ile ilgili olanı hiç değişmiyordu.

Peşinen belirtmek gerekir ve yazılarımı takip edenler bilir ki köşe yazarınız bütün anti-demokratik darbelere karşıdır. Çok gerilere gitmeden 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980… Bunlar, ordunun yönetime el koyması idi. 15 Temmuz ise, ordu içindeki bir cemaat yapılanmasının darbe girişimi idi.

Yine uzatmayalım; haince bir girişim idi ama 2 yıl boyunca bu panolarda hergün bu travmayı hatırlatmaya gerek var mıydı!

Yeni başkanımız bu göz işkencesine son verdi ve onun yerine 23 Nisan’ı kutlayan ve Atatürk’ün beraberindeki vatandaşlarla dua ederken çekilmiş fotoğrafı ile süslü ulusal birliğe vurgu yapan yeni bir afişi astırdı.

Dilerim bu da ‘değişmeyen’ afiş olmaz.

23 Nisan geçeli 19 gün oldu.

Açıkça söyleyeyim; 1 Mayıs kutlamasının da bu panolarda yer almasını bekledim.

Olur; unutulmuş telaştan akla gelmemiş olabilir. Ya da kimse hatırlatmamış da olabilir. Büyükşehir’in Salı Pazarı’ndaki ışıklı panosu ile yetindik diyelim.

Yeri gelmişken yine yazayım. Bence örneğin tarihi Tekel binası önündeki pano ile Cumhuriyet okulu önündeki panolar kaldırılmalı, diğerleri de biraz küçültülerek daha ‘sote’ köşelere yerleştirilmelidir. Ve sadece belediye duyuruları ve kutlamaları için değil sivil toplumun da kültürel ve sanatsal duyuruları için kullanılmalıdır.

Örneğin, bugün Birgi’de, yarın da hem Ovakent’te hem de Lübbey’de şenlik var. Benzer şenlik ve kültürel etkinliklerin bu panolardan yararlanmaları sağlanmalıdır. Hatta Bayırdır’daki çiçek festivali programı bile olabilirdi bence.

Kullananlar e-sosyal medyada çok dillendirildiğini bilir: Ödemiş Belediyesi’nin borcu harcı da buradan paylaşılabilir. Vatandaşın bilmeye hakkı var bence.

Münir Bezmez’in belediye başkanlığı yaptığı dönemden bu yana gazetede yazılar yazarım. Yazı yazarken 4 başkan değişti. Kimi zaman övüldüm kimi zaman da yerildim. Anlaşılacağı gibi muhalefettekiler sevdi, iktidardakiler yerdi.

Amacımız, bağcıyı dövmek değil üzüm yemek idi… Kimi iş ister kimi makam mevki. Bizim de isteklerimiz böyle şeyler işte…

Bağcı dövmek; üzüm yemek!