Zaman anlamını yitirmeden avuçlarınızda, farkına varmak gibisi yoktur hayatın. Bir düşünsenize neleri eksilttik hayatlarımızdan. Sevgiler, dostluklar, kardeşlikler, aşklar… Her şeyde olduğu gibi ilişkilerimizde bile bir tüketim toplumu olmaya devam ediyoruz. Yaşamımız, tüketmek üzerine kurulmuş. Üretmeyi, paylaşmayı unuttuk bir köşede ve bir şekilde de hayatı ıskalar olduk. Kimimiz yarının derdine düştük, kimimiz de geçmişe takılı kaldık. Ama biz şu anda yaşıyoruz. Ve bu an o kadar değerli ki işte burayı hep ıskalıyoruz. Sonra da keşkelere kalıyor işimiz. Bırakmıyoruz ki aksın yaşam. Her şeye müdahale ediyoruz. Hatta her şeye müdahale ettiğimiz yetmiyor, başkalarının da müdahale etmesine müsaade ediyoruz.
Hayatta her şey, istediğimiz gibi olmak zorunda değil. Hayatın da bir bildiği var. Fakat gerçek olan şu ki elimize geçen sevgileri, dostlukları eksiltmeyin. Buradasınız ve bu anı yaşıyorsunuz. Daha değerli bir an yok, emin olun.
Hep kurallar koyuyoruz yaşantımıza, basit veya karmaşık ama hep belli kurallarımız var. Oysaki biz insanlar dışındaki canlıların yaşantısı ne kadar da basit; karnını doyur, sığınacak bir yer bul ve türünün devamını sağla. Peki biz insanoğlu, neden bu kadar karmaşıklaştııyoruz hayatlarımızı? Aslında bizim de temel ihtiyaçlarımız aynı. Sadece biz insanoğlunda bir fazla ihtiyaç var, o da SEVGİ. Aslında onu da kolay buluyoruz. Ama dediğim gibi hep daha fazlasını istediğimiz için elimizdeki sevgilerle yetinmesini bilemiyoruz. Velhasıl, doyumsuz bir varlığız. Elinizdeki sevgilerin, dostlukların, kardeşliklerin, aşkların kıymetini bilin.
Hayat bir amaca bağlanmak, bir amaç aramak, bir yerlere, bir şeylere bağlı kalmak için fazla kısa. Elinizdeki şu anın tadını çıkarın. Mutlu olma fırsatlarını kaçırmayın. Mutlu değilseniz bulunduğunuz ortamı değiştirin, arkadaşlarınızı değiştirin, çıkın yürüyün, kitap okuyun, çay demleyin. Sizi mutsuz edecek olumsuzluklardan uzak durun. Yanında huzur bulduğunuz, mutlu olduğunuz kişilerle olun. Hayatımızın süresini uzatabilmek gibi bir şansımız yok maalesef. Ama kalitesini arttırabiliriz. Yani mutlu olmak da mutsuz olmak da kendi ellerimizde. Düşünsenize, yarına sağ çıkacağımızın garantisi yok ama şu anı iliklerimize kadar hissedebiliriz. Şu anı sevdiklerinizle geçirebilirsiniz. Yapmak istediklerinizi, hayatlarınızı ertelemeyin.
Ne demiş şair.
Ömür dediğin üç gündür;
dün geldi geçti,
yarın meçhuldür.
O halde ömür dediğin bir gündür;
o da bugündür.
Can YÜCEL
YAŞAMAK BÜYÜK NİMET. Iskalamayın hayatı…
