Yağlı dürüm

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halk ağzındaki ‘katık etmek’ deyimini mutlaka duyanlarınız vardır: “Bir şeyi ekmeğin yanında az az yemek.”

Ben bazen espri olsun diye, “Yarım ekmek arası çeyrek ekmek” derim veya “Çeyrek ekmek arası kavrulmuş ekmek…”

Kaymakçı düğünlerinin de bir klasiği vardır: Yağlı ekmek.

Pide ekmeğini doğrayıp, yağlayıp biraz da üstüne maydanoz ve peynir serpiştirirseniz alın size yağlı ekmek. Yanında da bir kase çorba. Varsa bir de keşkek… Sonra tulumba tatlısı…

Varlıklı aileler için geçerli değil tabii bu mönü.

Düğüne ayırdığınız maliyete göre…

**

Bilenler bilir, bizim bölgeye özel bir de ‘yağlı dürüm’ vardır. Sandviç veya simit ekmeğinin üstüne sarılan veya dürülen incecik, yağlı hamur… Alın size ‘yağlı dürüm.’ İster elinizde yiyin isterseniz dilim dilim yaptırıp üstüne de biraz peynir ekerek çatalla yiyin…

Beydağ, Çaylı ve Kaymakçı bölgesi ile güney bölgesindeki Bademli, Ovakent ve Konaklı bölgesinin farklı bir ağız tadı. Eski, bayramlardan sonra kurulan gencerlerin vazgeçilmez yiyeceği.

O gencerler ki sözlülerin, nişanlıların veya uzaktan aşıkların dört gözle bekledikleri eğlence ağırlıklı pazarlar… Ahşap salıncaklar kurulur, kol gücüyle dön babam dön yapardı gençler.

Macuncular, şambaliciler, dürümcüler…

Kaymakçı’da çocukluğumdan hatırladığım bir Devriş emmi vardı. Hayıt dalına macun dolar, çocuklara satardı… Gözleri görmeyen hoca babasından kalan Devriş adının elbette bir hikayesi vardı onun da.  Mehmet Tayyartekin, iki oğlunun aksine ufak tefek biriydi. Asıl lakabı derviş idi ama halk arasında devriş şeklinde söylenirdi. Yıllar önce görüntülü bir söyleşi yapmıştım ama şimdi hangi harici belleğimin kim bilir hangi köşesindedir bilmiyorum…

Ezanın Türkçe okunduğu yıllarda Büyük Mahalle, Küçük Mahalle ve Çarşı’daki üç camide ünlü hocalar varmış. Benli Ahmet hoca (Kaymak), Mustan hoca (Sümer) ve Hacı Abdullah (Yurtseven).

Orta Mahalle’de cami yokmuş…. Sonradan yapılmış ama onun da şimdilerde bile cemaati yok gibi…

İsmet Mezarlığı üstündeki Molla Bağı mevkiinin adı nereden geliyor? Bunlar ayrı birer araştırma ve yazı konusu.

Sonra bir Hakki emmi (Ali Ayan) vardı. O da dürümleri ile ünlü idi. Hakkilerin Ali. Onun da baba adı Hakkı idi. Halk, Hakkı’yı Hakki yapmıştı.

Macun, artık çok özel günlerde yapılıyor fakat dürüm öyle değil. Eskisi kadar olmasa da yine o kültürü sürdürenler var bölgemizde.

Bunlardan biri de Hakki Ali emminin oğlu Mahmut Ayan. Kiraz ve Beydağ yönüne doğru giderseniz, Kaymakçı’da, meydana girmeden sol tarafta Reisler’in kahvesinin önünde küçük bir tekerlekli araba görürsünüz. İşte o araba, Mahmut Ayan’ın dürümcü dükkanıdır.

“Babam, bu işi Ali Çavuşların Mehmet’in (Yatar) fırıncı dükkanında çalışırken öğrenmiş” diyor Mahmut Ayan. Birkaç yıl önce hayatını kaybeden babası Ali Ayan’ın mevsimine göre şambali, kestane közlemesi ve dürüm sattığından söz ediyoruz. Bir de Ramazan davulculuğu varmış Ali emminin.

Hafızamızı zorluyoruz Mahmut ile: Fırıncı Yanbastılar, Simitçiler, Hakkiler, Efendiler… “Hepsi bu dürüm işini yaparlardı” diyor Mahmut Ayan. Mahmut ‘un bir de oğlu var: Muhammet Ayan. “Oğlanla birlikte dürüm yapmaya devam ediyoruz” diyor.

Talep olana kadar da devam edeceklerini söylüyor.

Hayat devam ediyor. Kuşaklar değişiyor. Belki de 10 yıl sonra kimse hatırlamayacak Hakki emmileri, Devriş emmileri, dürümleri, macunları ve dönme dolapları.

**

Yeni çevre yolunun ağustos ayına kadar açılacağı beklentisi var. Eselli çayı köprüsünün yapımı bittiğinde asfalt dökümüne geçilecek. Kaymakçı, bağrından geçen yılların trafik yükünü şehir dışına atacak. Gürültü de bitecek toz tomur da…

Umarım Kaymakçı’ya bir sihirli el değer de şöyle meydanlarına, dükkanlara, evlere ve sokaklara çeki düzen gelir… Hani küçük, kendi halinde, sakin ve temiz bir iç Ege kasabası olsa ne de güzel olur…

Yağlı dürüm