Vefa bu mu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çin’den çıkıp bütün dünyayı esir alan koronavirüs; önce 65 yaş üstü insanlarımızı evlere kapadı, daha sonra da camilerimizde ibadetimizi yaptırmadı. Boş durmadı koronavirüs belası. 18 yaş altı çocuklarımızı evlere hapis etti. Okullarımızı kapattı, eğitimimizi engelledi. İş yerlerimizin kepenklerini indirtti. Seyahat özgürlüğümüzü kısıtladı. Ekonomimizi felç etti. Binlerce insanımızı aramızdan aldı.

Dini ve milli bayramlarımızı eskisi gibi kucaklaşarak, sarılarak yaptırmadı. Torunlarımızı, çocuklarımızı öptürüp sevdirmedi. Belirli günlerde ve saatlerde verilen izinle parklara çıktığımızda bizi Teksas filmlerindeki kovboylar gibi maskeyle dolaştırdı.

Özellikle 65 yaş üstü büyüklerimizin evlere kapanması, balkonu bulunmayan 70 metrekare gibi ufak evlerde oturan büyüklerimizi üzdü elbette. Büyüklerimiz, hiçbir zaman yalnız bırakılmadı. Zaman zaman izinler verildi, yakındaki parklara çıkarak belirli saatlere kadar gezme izni verildi. Bu, büyüklerimizi çok mutlu etti.

Telefonla görüştüğüm bazı büyüklerimiz, sokağa çıkılmayan günlerde en büyük üzüntülerinin vefasızlık olduğunu söylüyorlar. Yıllarca gönül verdiği sivil toplum örgütlerinden veya üyesi bazı siyasi partilerin başkan ve yöneticileri tarafından aranıp bir ihtiyaçlarının olup olmadığının sorulmadığını belirttiler.

Dediler ki, “Elbette işleri çok yoğundur, anlayışla karşılıyoruz. Bir telefon edebilirler. Partide bulunan sekretere talimat vererek bir A4 kağıdına kısa bir yazı yazarak üyeye gönderebilirler. Telefonlarıyla mesaj çekip hal hatır sorabilirler.”

Dernek ve partilerde başkan olmanın sorumlulukları da vardır. Art niyet olmadığını düşünüyoruz. Düşünememekten kaynaklandığını biliyoruz. 65 yaş üstü büyüklerimizin üzüntüleri buydu. Konuyu benimle paylaştılar. Ben de siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum. Büyüklerimiz, haksız da değillerdi. Uzun yıllar bir partide mücadele vereceksiniz, yaşlanacaksınız ve zor günlerde aranmayacaksınız. Bu üzüntüyü bugünün gençleri, belli bir yaşa geldiklerinde anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. Makam ve mevkiler, hiç kimseye baki değildir.

İnşallah bu koronavirüs, en kısa zamanda ülkemizi ve dünyayı terk eder de birbirimizle karşılıklı oturur, güzel sohbetler yaparız.

Kalın sağlıcakla…

Vefa bu mu?