UZUNYAYLA’DAN ALİAĞA’YA…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaşamda karşılaştığım her yeni yüz, yeniden aynaya bakmama neden oluyor. Bugün de öyle oldu. Sadece adını duyduğum ama tanışmadığım bir yüzün bende bıraktığı izlenimden daha önemlisi benim onda nasıl bir iz bıraktığımdı. Geride iz bırakmadığın bir seyahat, seyahat değildir bana göre.

Bir şiirimde şöyle demiştim: “Anadolu bu koca diyar/Uzunyayla hep bana bakar/sen git hele Van’a doğru”. Bugünkü ziyaretim her ne kadar Uzunyayla’ya kadar olmasa da o havada yetişmiş, boy vermiş, koca bir çınar olmuş, binlerce kişiye iş, aş ve ekmek kapısı olmuş bir kişinin kapısıydı.

Konuştukça açılan, açıldıkça içinde biriktirdiği hazineden dinleyenlerine sözcükler bağışlayan biriydi Mustafa Yalçınkaya. Şu anki konumuna bakıldığında kolay ulaşılacak birisi gibi görünmese de, -ki onun bu durumu yaptığı iş itibariyle normal karşılanmalı- bizim yağlı marul gibi iç yapraklarına inildikçe değeri giderek artan bir kimliğe bürünüyor.

Doğrusu yeni bir yaşam, yeni bir insanla karşılaşmanın verdiği heyecanla dinledim Sayın Yalçınkaya’yı. Onu dinledikçe kendi yaşamımla ne kadar benzerlik gösterdiğini fark ettim. Anlattığı coğrafyayı kısmen tanımış olmanın verdiği rahatlıkla çok kısa sürede kaynaştığımızı sanıyorum. Eğitim durumu itibariyle ikimiz de öğretmen okulluyduk. Benim altı yıl süren yatılı hayatım, Yalçınkaya’da on yıl sürmüş. Demek ki bu durumda onun bu topluma vereceği benden daha fazla olmalıydı diye düşündüm.

Öğretmenlik yaşamının ardından atıldığı petrol dağıtım işi onun ilkeli, dürüst tavırları sonucu bugün büyük bir TECO zinciri oluşturmaya yetmiş. Dünya çapında petrol ticareti yapan tröstlere karşı yerli sermaye ile yepyeni bir marka yaratmak hem büyük bir mücadeleyi hem akıl dolu bir beyni gerektirdiği ortada. Bunu hem öğretmen okullu yıllarımdan hem de şirket müfettişliği yaptığım yıllardan çok iyi yorumlayabiliyorum.

Mustafa Yalçınkaya, Kayseri Pazarören İlköğretmen Okulu’nda öğretmenler kurulu tarafından başarılı olduğu için yüksek öğretmen okuluna seçilen seçkin öğrencilerden biridir. Son sınıfı İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nda okuduktan sonra üniversitenin fizik kimya bölümünü bitirerek öğretmenlik mesleğine atılır.

Ümmi bir ana ve babanın yedi çocuğunun ilkidir Yalçınkaya. Babası yedi sekiz köyün çerçisidir. O yıllarda çerçiler, eşek ya da katır sırtında taşıdığı mallarını köylünün yetiştirdiği ürünlerle takas yaparak evin geçimini sağlardı. O yörede yetişen çiriş bitkisi, onun takas için değer verdiği ürünlerin başında gelir. Kendisinden çiriş adını duyduğumda ilk aklıma gelen kavram, kunduracı çıraklığı yaparken kösele ayakkabıları yapıştırmada kullandığımız nesne oldu. Evet, düşündüğüm doğruymuş ancak çiriş yalnızca yapıştırma işinde değil yiyecek olarak da kullanıyormuş.

Yalçınkayalar Petrolcülük şirketinin kurucusu ve genel müdürü olan Mustafa Yalçınkayayı yaşına göre oldukça enerjik, diri ve hayata vereceği daha çok şey olan biri olarak tanıdım. Otoriter tavrı iş ortamından kaynaklansa da konuşma tarzı, nereden geldiğini hiç unutmadığını anlatmaya yetiyordu. Bizler, öğretmen okullarında bu ülkenin her yerinde görev yapmaya hazır idealist kişiler olarak yetiştirilmedik mi? Devlet, bizim gibi yoksul ve başarılı çocuklarını yatılı okullarda yetiştirerek Anadolu bozkırında çoban ateşi yakmaya yollamadı mı? Bu çoban ateşi içimizde hiç sönmedi, son nefesimize değin de sönmeyecek.

Yoğun iş temposu içinde sanata ve sanatçıya destek olmayı unutmayan bu koca yürekli insanla günün birinde uzun bir yolculuğa çıkacağıma inanıyorum. Onunla sohbetimiz derinleştikçe Kayseri’nin uçsuz bucaksız yaylarına, oradan Torosların Binboğa Dağları’na, o buz gibi akan Göksü Vadisi’ne, Tufanbeyli’den uzanıp Şar Ermeni Kilisesi’ne kadar uzanacağız. Bu öylesi bir yolculuk ki, her mola verdiğimizde şu cennet vatanda daha günyüzüne çıkmamış ne değerlerimiz varmış diyerek hayıflanacağız.

Belleklerde iz bırakacak bu yolculuğa hazırlanırken Yörük analarımızın heybemize tıkıştırdığı azık torbalarını da yanımıza almayı unutmayacağız.

UZUNYAYLA’DAN ALİAĞA’YA…