Sevgili dostlarım, başlıktan da anlaşılmayacağı üzere(!) konu aslında çok ciddi ve dikkat çekmek için de anlaşılmazdan en bilinene gidelim istedim.
Ne üzücüdür ki yaşadığımız gezegeni yaşanmaz hale getirmek için dünyaca elbirliğiyle üstesinden geldik. Artık sadece biz insanlara ait olduğunu düşündüğümüz bu gezegeni bütün canlılar için de yaşanmaz hale getirdik. Binlerce şükür!
“Bunları yaparsanız doğanın dengesi bozulur” dendi. Sonra “Doğanın ekolojik sistemini bozarsanız bunlarla karşılaşılır” dendi. Sonraları “Aman bunlara engel olunuz, gezegen çok büyük sıkıntıya girecek” dendiyse de bildiğimizi okuduk. “Gösterdikleri fotoğraflar, bizden çok uzaklarda” dedik, inanmadık. İnandıysak da söylenenleri yapmadık. Peki şimdi ne mi oldu? Sadece Türk insanı için değil elbette, tüm dünya insanları için korkunç geri sayımın ilk zamanlarını yaşamaya başladık.
Yıllar yıllar önce yurt dışı belgesel kanallarından birini izlerken orada yakın zamanda insanlık için sorun olacak bir sürü doğa olayları anlatılıyordu. Çok etkilenip hatta çok korkmuştum. Ve bunların hepsinin de sebebinin biz insanların duyarsız, dikkatsiz ve arsız olmamıza bağlanıyordu.
Hatta belgeselin birinde de şöyle bir ayrıntı dikkatimi çekmişti; bir aile belirli aralıklarla ormanda yaşamayı seçiyor, yılın neredeyse dört ya da beş ayını ormanda geçiriyorlarmış. Amaç, ileride su ve yiyecek savaşları olduğunda küçücük beş tane evladını doğaya alıştırmak ve oradaki böceklerle nasıl besleneceklerini öğretmekmiş.
Bizim için yorum dahi yapmak istemiyorum!
Bizlerin en büyük hatası, “kötü olanlar” kapımıza gelmeden tedbir alma gereği duymamamız. Düşünsenize ölümde bile böyleyiz. Ne zaman ki en yakınlarımızdan birilerini kaybederiz, ölümün ağırlığını o vakit anlarız. Şimdi gelelim bu kadar konuşmadan sonra ana konuya, aşağıdaki araştırmalarım sonucu çıkan maddelere dikkat etmez ve gelecekte “Susadım” dersen “Şimdiden gardını al” derim.
“Musluktan akan suyun parasını ben ödüyorum” desen de bir gün ödemek için can atacağın suyu bulamayacağını aklından çıkarma. Dünya ülkeleri, bu yönde tedbirler alırken biz de evlerimizden artık gelecek için kaygılanmaya başlamalıyız derim.
Peki, neler yapmalıyız? Özetle;
Mutfak;
- Bulaşıkları makineye koymadan önce ön yıkama yapmak yerine peçeteyle silin.
- Sebze ve meyveleri elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkarsanız çok daha az su tüketirsiniz. Dört kişilik bir aile, bu yöntemle yılda ortalama 20 ton su tasarrufu yapabilir.
- Eğer bulaşık makineniz yoksa bulaşıklarınızı bir leğen içinde yıkayınız.
- Elde bulaşık yıkarken mümkün olan en doğal temizleyiciyi kullanın, durulanması daha kolay olduğundan daha az su harcarsınız.
Banyo;
- Günlük su harcamamızın yüzde 40’ı banyodadır.
- Sifon ve musluk kaçakları, su tüketiminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Hemen tamir ettirin.
- Tuvalet rezervuarının su depolama kapasitesi 16 litredir. Dört kişilik bir aile, 16 litrelik rezervuar ile ayda tuvalette 7 ton su tüketir. Bunun yerine 7 litrelik rezervuar ile 2.5-3 tona düşürmek mümkün.
- Tuvalet rezervuarı 16 litrelik ise bu durumda rezervuara ağırlık koyarak (su dolu pet şişe gibi) su tüketimini %20 azaltabilirsiniz.
- Çamaşır makinesini haftada bir kez az çalıştırarak yılda 9 ton su tasarrufu sağlanabilir. Makine dolmadan çalıştırmayın, ön yıkama yapmayın.
- Banyo yerine duş yapın: Banyoda 120-150 litre su, duşta ise bundan daha az su kullanılır. Banyo yapmak yerine duş alarak su tüketimini %25 azaltabilirsiniz.
- Bir kişi günde bir kez ortalama üç dakika boyunca suyu kapatmadan tıraş olursa yılda 10 ton su harcar.
- Bir kişinin günde iki kez bir dakika boyunca suyu kapatmadan diş fırçalaması, yılda 8 ton su israfına neden olur.
Bahçe;
- Çok su isteyen bitkiler (çim vb.) yerine, iklime uygun, kuraklığa dayanıklı bitkiler ekin.
- Toprağı malçlayın (Toprağın üstünün kuru yaprak, saman, ağaç kabuğu gibi doğal malzemelerle örtülerek buharlaşmanın engellenmesi, toprağın su tutma kabiliyetinin artırılması).
- Geniş yapraklı ağaç dikerek gölge alanlar yaratın.
- Bahçenizi verimli sulamak için sabah erken saatleri tercih edin.
- Bahçenizdeki bitkilerin yapraklarını değil, saplarının dibini sulayın.
- Damlama sulamayı tercih ediniz.
Genel;
- Çok gerekmedikçe arabanızı yıkamayın, nemli bezlerle silerek temizleyin veya bir kova su ile yıkayın.
- Kısa mesafelerde yürüyün veya bisiklete binin.
- Yağmur suyunu hasat edin.
- Lavabo, banyo ve duştan gelen su, gri su olarak adlandırılır. Bu su, tuvalet rezervuarına yönlendirilerek yeniden değerlendirilebilir.
Ve daha uygulanabilecek birçok tedbiri artık geç olmadan ailemize, mahallelimize, dokunduğumuz herkese anlatmak ve uygulamalarını sağlatmak zorundayız.
Şans ve aşk, her daim yanınızda olsun inşallah.
Sevgiler…
