Tipi tip

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eskiden diye düşününce aradan yüzlerce yıl geçmiş gibi hissediyor insan. Tipi tip sakızları vardı. Ambalajını açtığınızda içinden karikatürlü ve yazılı bir kağıt çıkardı. Burada aşka, sevgiye, mutluluğa yaşama dair şeyler yazardı.

Sevgi, verdiğin sözü tutmaktır.”

“Sevgi umuttur.”

“Aşk, ihanet etmemektir.”

“Sevgi, birlikte gülebilmektir.”

“Yaşam paylaşmaktır”

“Yaşam, ışığa koşmaktır”

Çokluk sakız çiğnemeyi sevmeyen biri olarak içindeki karikatürleri ve yazıları merak ettiğimden bolca alırdım.

Hala çocukluk yıllarımın en hoşları arasında yer alır o sakızlar.

Sakız demişken her birinde birbirinden ilginç bir birinden renkli manileri ile Yeşil Çivril sakızlarını da atlamak gerek. Sakızı açıyorsun içinde küçük bir mani.

Bir de küçük bir kitapçığı olan bir sakız vardı. Şimdi adını anımsamadığım. Yaklaşık 25/30 sayfalık mini kitapta bir masal olurdu sakız çiğnerken keyifle okunacak.

Gülen Ayva ve Ağlayan Nar” masalı, o sakızlardan birinin armağanıdır belleğime.

Yaşam tükettiğimiz şeylerin detayında gizli olmalı.

Okumayı sevdirmenin kültürlü ve çağdaş bireyler oluşturmanın bin bir yolu var elbette.

Önemli olan hangi yoldan gidildiği değil gidilip gidilmediği.

Bir şiirle noktalayalım sözü.

şeytan kınaları

çocuktuk

kayalara tutunmuş

yosunlardan

şeytan kınaları yaktık

çocuk ellerimize

saatler sürmedi.

uçtu kınalar avuçlarımızdan,

düşler gibi…

bir çınarken umutlarımız

bir sarmaşık gibi

yanlış dallara tutundu ellerimiz,

büyüdük.

dere kenarlarında

çamurdan

dedem evleri yaptık.

bin hayalle süsledik,

tek göz odalarını

yıkıldılar en küçük dokunuşlarla

yüreklerimiz gibi…

umarsızlık dem tuttu

sayrılı düşlerimizde

gölgesinde büyüdük güneşin.

kendimiz olamadan

hepimiz olamadan,

ya sen

ya ben

ya ötekiler olduk…

yabanıl eller yokladı

sevgiyi ve kardeşliği

yabanıl eller öteledi düşlerimizi…

zaman

kör bir testere gibi

acıtarak biçti dallarımızı…

büyüklerimizin resmini asarken duvara

farkında olamadık,

onlardan evvel göçtüğümüzün.

bu diyarlardan

dostluklardan

insan olmaktan

onlardan önce gittiğimizin…

farkında olamadık.

bir çınarken umutlarımız

bir sarmaşık gibi

yanlış dallara tutundu ellerimiz.

büyüdük

İyi haftalar…

Sevgi, dostluk ve umutla.

Tipi tip