Su

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Su, canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir. En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar bütün biyolojik yaşam ve bütün canlı faaliyetlerini ayakta tutan sudur.

Dünyamızın %70’ini kaplayan su, bedenimizin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır ancak yer yüzündeki su kaynaklarının yaklaşık %0.3’ü, kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir.

Dünya nüfusunun % 40’ını barındıran 80 ülke, şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması sebebiyle su ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Dünyadaki suyun hacmi, 141 milyar metrekaredir.  Bu miktar, dünya yüzeyini üç kilometre kalınlığında bir tabaka halinde sarabilecek büyüklüktedir.

İnsanoğlu, su ihtiyacını yüzeysel sular ve yer altı su kaynaklarından temin etmektedir. Tatlı suların en önemli kaynağı yağışlardır. Küresel yıllık yağış, 500 bin metreküp olup her yıl yeryüzüne inen yağış aynı miktardadır.

Ülkemizde ise tatlı su kaynakları oldukça sınırlıdır ve ihtiyaca ancak cevap vermektedir. Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyeli 110 milyar metreküp olup bunun %16’sı içme ve evsel kullanımda, %72’si tarımsal sulamada, %12’si de sanayide tüketilmektedir. Dünyada yıllık yağış ortalaması 1000 mm olup Türkiye’nin yağış ortalaması ise 643 mm’dir Türkiye, su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer almamakla birlikte hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yıllık yağış ortalamasından düşük olması nedeniyle mevcut kaynakların daha dikkatli kullanılmasını ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını gerektirmektedir.

Su olmadan hayat olmaz. Üretimden tüketime her aşamada suya bağımlıyız. Tarlada, sanayide, hayvancılıkta, evlerimizde, hizmet sektörlerinde faaliyetlerin gerçekleşebilmesi için büyük oranda suya ihtiyacımız vardır. Bundan dolayı suyun kıymetini bilip israf etmeden tasarruflu kullanmalıyız çünkü su, varoluş sebebimizdir. Hava olmadan nasıl yaşayamaz isek su olmadan da yaşamamız mümkün değildir. Su, bütün canlıların ortak malıdır.

Küresel ısınmanın doğada yarattığı tahribat göz önüne alınırsa su kaynaklarının her geçen gün azaldığını görebiliriz. Bu azalma durdurulmadığı sürece büyük felaketlerin yolu açılacaktır. Yetkililerin, bilim adamlarının gerekli çalışmaları yapmaları elzemdir. Bütün insanlığın bu tehlikeye karşı duyarlı hale getirilmesi gereklidir.

Bu tehlikenin önemini kavrayıp suyun önemini bilmeliyiz. Büyüklerimiz, çocuklarımıza dua ederken “Sular gibi ömrün olsun evladım” diye hitap etmelerinin temelinde suyun öneminin vurgulamışlardır.

Sayın okurlarım, size su gibi berrak günler diliyorum.

Kalın sağlıcakla…

Su