Sen neymişsin be patates!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Neden insan döner durur da yeniden patates eker!

Bu soruyu “neden insan döner durur da aynı takımı tutar” ya da “neden insan döner durur da aynı partiye oy atar?” şekline de sokabiliriz.

Takım tutma konusu anlaşılmaz bir tavırdır bence. Neden bir İzmirli İstanbul takımlarını tutar örneğin!

Bence bu sorunun mantıklı bir açıklaması yoktur. Renk aşkı falan deseniz aynı renkleri taşıyan İzmir takımları da vardır…

Peki neden insan aynı partiye oy verip durur?

Şimdi burada durup patatesle bir bağlantı kuralım.

O sezon kar etmese bile köylüler/üreticiler patatesi zorunluluktan dolayı yeniden ekerler. Biliyorsunuz bugünlerde güz patatesinde hasadın son günleri. Para etti mi? Tabii ki hayır! İlgili ve uzmanların söylediğine göre 45-50 kuruşluk fiyat patateste anca maliyeti kurtarır. Durum böyle olmasına rağmen patates ekilen tarlalara büyük ölçüde yeniden patates ekiliyor.

“Neden insan aynı partiye oy verir?”

Bence iki nedenden dolayı bir insan aynı partiyi oy verir. Birincisi çaresizlikten ve başka ürünü bilmezlikten ikincisi de ilişkilerinden dolayı.

İkinciden başlayayım:

Bir insanın çevresi eğer A partisinden ise, eli mahkumdur o partinin çevresinde kalmaya. Yoksa iş ve arkadaşlık ilişkileri zedelenecek belki de zarara uğrayacaktır. Döneklik kolay kabul edilebilir bir durum değildir.

Birincisine dönersek, yurdum insanı diğer parti iktidara geldiğinde elindeki ve avucundakini kaybedeceğini sanır. Aslına bakarsanız elinde avucunda da dişe dokunur bir şey yoktur.

Sonra kendine özgüveni yoktur. Çünkü bir parti büyüğü vasıtasıyla işe girmiştir; üç kuruş maaş almaktadır ve elinde sandığı o işin de avucundan kayıp gitmesinden korkar.

Şimdi bir tartışma başladı ki evlere şenlik. Vay efendim şu ilde şu kadar delege varmış bir başka ilde de az oy olmasına rağmen çok delege varmış falan…

Bu yeni bir şey değil ki.

Delege, alınan oya göre değil, sahip olunan üye sayısına göre belirlenir. Delege temsilcidir. Türkiye’de demokrasi temsilidir. Yani temsilciler seçilir ve seçenler adına ülkeyi yönetir. Hükümet böyledir, partiler böyledir, sendikalar böyledir; vakıflar, odalar ve dernekler hep böyledir.

Doğrudan demokrasi de halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı bir yönetim biçimidir.

İşin özeti; temsili demokraside sizi avukat savunur; doğrudan demokraside ise kendi kendinizi savunursunuz. Doğrudan demokrasi için ‘hukuk sisteminin’ sadeleştirilmesi ve ‘hukuk dilinin’ herkesin anlayabileceği bir düzeye getirilmesi gerekir. Yani siyasetin bir meslek olmaktan çıkarılması gerekir.

Doğrudan demokrasi için daha çok uzun yıllar yol almamız lazım. Tabii egemen avukatlar yani vekiller ya da temsilciler veya delegeler izin verirse!

Biz şimdi bu gibi anlaşılması zor işleri bırakalım da patatesin faydalarına bakalım.

Haberlerden öğrendiğimize göre bel ağrısı kişiyi günlük yaşamında oldukça rahatsız eden bir durum imiş. Bende de çok rahatsız edici olmamakla birlikte hafif düzeyde bir bl ağrısı vardır. Bu yüzden hareketlerime dikkat eder zorlayıcı davranışlardan kaçınırım.

Her 3 kişiden birinde yaşanan bel ağrısı için doğal bir yöntem keşfedilmiş: Patates suyu…

Patates suyu başka sağlık sorunlarında iyi gelirmiş… Patates suyu; gastrit, kolik ve mide ülserleri ile kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara da birebirmiş ve bu konuda çeşitli veriler bulunmaktaymış.

Patates suyu vücudun her bölgesinde dolaşımın iyileşmesine yardımcı olurmuş. Özellikle sabah aç karnına içilen patates suyu, sindirim sisteminin sağlıklı işleyişine, kabızlık, ishal, şişkinlik, mide yanması ve hazımsızlık gibi problemlere karşı tedavi edici etki gösterirmiş. Sabahları aç karnına içilen patates suyunun vücuttan bütün zararlı toksinleri attığına dair araştırma sonuçları varmış. Patates suyu karaciğerin ve safranın temizlenmesini sağlayarak böbrek taşı oluşumuna da engel olurmuş.

Bunları biliyor muydunuz? Açıkçası ben yeni öğrendim.

Gelin size başka bir bilgi vereyim:

Patates işçisinin günde 55-60 lira civarında yevmiye aldığını biliyor muydunuz.

60 lira, 30 gün üstünden 1800 lira yapar. Bir ay boyunca hiç dinlenmeden çalışırsanız asgari ücret parasıdır bu.

Akşam olunca bel ağrısından yatağa uzanan patates işçisinin bel ağrısı patatesin suyundan içerse geçer mi bilemem ama bizim doğrudan demokrasi konusunda daha çok patates suyu içmemiz gerekecek anlaşılan.

İçin gari…

Not: Bu yazıyı 7 Şubat 2018 tarihinde yayınlanan Küçükmenderes Gazetesi için yazmışım. Bazen tembellik ediyorum; bağışlayın

Sen neymişsin be patates!

Sen neymişsin be patates!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Neden insan, döner durur da yeniden patates eker!

Bu soruyu “Neden insan, döner durur da aynı takımı tutar?” ya da “Neden insan, döner durur da aynı partiye oy atar?” şekline de sokabiliriz.

Takım tutma konusu, anlaşılmaz bir tavırdır bence. Neden bir İzmirli, İstanbul takımlarını tutar örneğin!

Bence bu sorunun mantıklı bir açıklaması yoktur. Renk aşkı falan deseniz aynı renkleri taşıyan İzmir takımları da vardır…

Peki neden insan, aynı partiye oy verip durur?

Şimdi burada durup patatesle bir bağlantı kuralım.

O sezon kar etmese bile köylüler/üreticiler, patatesi zorunluluktan dolayı yeniden ekerler. Biliyorsunuz, bugünlerde güz patatesinde hasadın son günleri. Para etti mi? Tabii ki hayır! İlgili ve uzmanların söylediğine göre 45-50 kuruşluk fiyat, patateste anca maliyeti kurtarır. Durum böyle olmasına rağmen patates ekilen tarlalara büyük ölçüde yeniden patates ekiliyor.

“Neden insan, aynı partiye oy verir?”

Bence iki nedenden dolayı bir insan, aynı partiyi oy verir. Birincisi, çaresizlikten ve başka ününü bilmezlikten ikincisi de ilişkilerinden dolayı.

İkinciden başlayayım:

Bir insanın çevresi eğer A partisinden ise eli mahkumdur o partinin çevresinde kalmaya. Yoksa iş ve arkadaşlık ilişkileri zedelenecek, belki de zarara uğrayacaktır. Döneklik, kolay kabul edilebilir bir durum değildir.

Birincisine dönersek, yurdum insanı diğer parti iktidara geldiğinde elindeki ve avucundakini kaybedeceğini sanır. Aslına bakarsanız elinde avucunda da dişe dokunur bir şey yoktur.

Sonra kendine özgüveni yoktur. Çünkü bir parti büyüğü vasıtasıyla işe girmiştir; üç kuruş maaş almaktadır ve elinde sandığı o işin de avucundan kayıp gitmesinden korkar.

Şimdi bir tartışma başladı ki evlere şenlik. Vay efendim şu ilde şu kadar delege varmış, bir başka ilde de az oy olmasına rağmen çok delege varmış falan…

Bu yeni bir şey değil ki.

Delege, alınan oya göre değil, sahip olunan üye sayısına göre belirlenir. Delege temsilcidir. Türkiye’de demokrasi temsilidir. Yani temsilciler seçilir ve seçen adına ülkeyi yönetir. Hükümet böyledir, partiler böyledir, sendikalar böyledir; vakıflar, odalar ve dernekler hep böyledir.

Doğrudan demokrasi de halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı bir yönetim biçimidir.

İşin özeti; temsili demokraside sizi avukat savunur; doğrudan demokraside ise kendi kendinizi savunursunuz. Doğrudan demokrasi için ‘hukuk sisteminin’ sadeleştirilmesi ve ‘hukuk dilinin’ herkesin anlayabileceği bir düzeye getirilmesi gerekir. Yani siyasetin bir meslek olmaktan çıkarılması gerekir.

Doğrudan demokrasi için daha çok uzun yıllar yok almamız lazım. Tabii egemen avukatlar yani vekiller ya da temsilciler veya delegeler izin verirse!

Biz şimdi bu gibi anlaşılması zor işleri bırakalım da patatesin faydalarına bakalım.

Haberlerden öğrendiğimize göre bel ağrısı, kişiyi günlük yaşamında oldukça rahatsız eden bir durum imiş. Bende de çok rahatsız edici olmamakla birlikte hafif düzeyde bir bel ağrısı vardır. Bu yüzden hareketlerime dikkat eder, zorlayıcı davranışlardan kaçınırım.

Her üç kişiden birinde yaşanan bel ağrısı için doğal bir yöntem keşfedilmiş: Patates suyu…

Patates suyu, başka sağlık sorunlarında iyi gelirmiş… Patates suyu; gastrit, kolik ve mide ülserleri ile kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara da iyi gelirmiş ve bu konuda çeşitli veriler bulunmaktaymış.

Patates suyu, vücudun her bölgesinde dolaşımın iyileşmesine yardımcı olurmuş. Özellikle sabah aç karnına içilen patates suyu, sindirim sisteminin sağlıklı işleyişine, kabızlık, ishal, şişkinlik, mide yanması ve hazımsızlık gibi problemlere karşı tedavi edici etki gösterirmiş. Sabahları aç karnına içilen patates suyunun vücuttan bütün zararlı toksinleri attığına dair araştırma sonuçları varmış. Patates suyu, karaciğerin ve safranın temizlenmesini sağlayarak böbrek taşı oluşumuna da engel olurmuş.

Bunları biliyor muydunuz? Açıkçası ben yeni öğrendim.

Gelin size başka bir bilgi vereyim:

Patates işçisinin günde 55-60 lira civarında yevmiye aldığını biliyor muydunuz?

60 lira, 30 gün üstünden 1800 lira yapar. Bir ay boyunca hiç dinlenmeden çalışırsanız asgari ücret parasıdır bu.

Akşam olunca bel ağrısından yatağa uzanan patates işçisinin bel ağrısı, patatesin suyundan içerse geçer mi bilemem ama bizim doğrudan demokrasi konusunda daha çok patates suyu içmemiz gerekecek anlaşılan.

İçin gari…

Sen neymişsin be patates!