RUHUN MAKAMI, 3. GÖZ!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazı dizimizin 4. Serisi aslında Onemore Sağlık Destek Bandımızın (diğer bantlar da dahil) beden ve ruhla olan düzenleyici ilişkisini ispatlar durumunda. Üstelik her geçen gün daha derine indikçe, bütün şifaların bedenimizde ve ruhumuzda saklı olduğuna da tanık oluyoruz.

O halde fazla söze gerek yok, yine araştırmalar ve teknik bilgilerle devam edelim.

Biraz daha biraz daha derine!

-IV- PİNEAL (Epifiz) BEZİ: (Taç/tepe çakrası-7). 3. GÖZ “RUHUN MAKAMI”

  1. Kozalaksı bez, beyin epifizi ve 3. göz diye de tanımlanır.
  2. Beynimizdeki epifiz bezi de elektromanyetik aktiviteden etkilenir, elektromanyetik aktivite epifiz bezinin aşırı melatonin üretmesine neden olur, melatonin uykuya neden olabilen bir hormondur.
  3. Epifiz bezine ayrıca üçüncü göz adı verilir ve üçüncü göz içsel göz olarak bilinir.
  4. Üçüncü göz aktif, canlı ve kuvvetli olmalı
  5. Epifiz bezi tüm sinir sisteminizin en önemli parçası olabilir.
  6. Esasen ruhsal bir antendir.
  7. Epifiz Bezi 7. çakranın salgı bezidir.
  8. İçsel âlemlere ve yüksek bilinç âlemlerine götüren kapı olarak bilinir.
  9. Üçüncü göz çoğu zaman vizyonlar, duru görü, önsezi ve beden dışı deneyimler ile ilişkilendirilir.
  10. Epifiz bezi birçok dinde odak noktası olmuş bir organımız ve üçüncü gözümüzün açılması halinde ruhani boyutlarda yaşanacak bir aydınlanmanın da sağlayıcısıdır aynı zamanda.
  11. Spritüel ve Psişik görüşün gerçekleştiği harici bir organ olduğu bilinir.
  12. Kişi bir şey sezdiğinde, epifiz bezi hafifçe titreşir.
  • Birçok insan farkında olmasa da, epifiz ve hipofiz bezleri psişik (*açıklama aşağıda) gelişimimizin hayati parçalarıdır.

*Psişik Yetenek, genel anlamıyla olağanüstü sayılabilecek bir durumdur. Psişik yetenek, kişilerin içgüdüsel olarak “Duru Görü” diyebileceğimiz ya da hislerin tamamen açık olmasıyla bazı olayları önceden hissedebilmesidir, kestirebilmesidir.

  • Beynin ortasında yer alan bu alanı fiziksel ve ruhsal dünyaların bağlantı noktası olarak kabul etmişlerdir.
  • İnsan kullanımına açık olan en güçlü ve yüksek eterik enerjinin (aura) kaynağı olarak görülen epifiz bezi, doğaüstü güçlerin uyumlanmasında her zaman önemli olmuştur.
  • Birçok kitap kadim dönem filozoflarının Epifiz bezinden Ruh’un Makamı diye bahsettiğini yazar.

Epifiz Bezinde Kireçlenme nedir, buna neden olan nedir?

  • İnsanlar epifiz bezlerinin kireçlenmesine eğilimlidir.
  • Kireçlenme bedenin çeşitli bölümlerinde kalsiyum fosfat kristallerinin oluşmasıdır.
  • Başlıca nanobakterilerin neden olduğu doğal bir süreçtir. Nanobakteriler kendilerini bağışıklık sisteminizden korumak için kendilerinin etrafında kalsiyum fosfat kabuklar oluşturan minik mikroorganizmalardır.
  • En son araştırmalardan, bunun çoğu hastalığın nedeni olabileceği görünüyor. Artrit, felç, kanser, bel ağrısı.

Kireçlenmenin başlıca nedenleri:

  • Florür (Manyetik olarak epifiz bezine çekilir, burada kalsiyum fosfat kristalleri oluşturur).
  • Kalsiyum destekleri (Kireçlenmenin en büyük nedeni, aslında işe yaramazlar.)
  • Klor ve bromür gibi halojenürler (Florür ile benzer etkiye sahipler)
  • Gıdalardaki kalsiyum (neredeyse tüm işlenmiş gıdalar kalsiyum içerir. Çoğu destekleyiciler de kalsiyum içerir)
  • Çeşme suyu (Çeşme suyu kireçlenme yapıcı maddelerle doludur.)
  • Bitki böcek ilaçları
  • Şeker, tatlandırıcılar,
  • Civa
  • Diş macunları
  • Kahve

Kireçlenmeyi Gidermek

  • Sitrik asit (Limon işe yarıyor. Sadece sitrik asit de alabilirsiniz)
  • Sarımsak (Günde yarım diş alın, rendeleyip elma sirkesi veya taze limon suyuna koyarsanız kokusu gider.)
  • Elma sirkesi (Malik asit içerir.)
  • Güneşe bakmak (Güneş doğarken ilk 14 dakika ve batarken son 15 dakika güneşe bakın)
  • Onemore Ürünleri olan Sağlık Destek Bantları, Melatonin Plus ve B12 Plus ürünleri

Bu bölüm daha mı enteresan ne? Epifiz (Pineal) Bezi Hormonları:

  1. Dimetiltriptamin (DMT) ve ayrıca, serotonin ve melotonin (*açıklama aşağıda) gibi maddelerin tek doğal kaynağıdır.
  2. Ruh Molekülü DMT, İnsanda belirli durumlarda salgılanır. Bunlardan bir tanesi uyku ve rüya durumu, DMT salgılaması uykuda az da olsa artış gösteriyor. Asıl önemli olan ise DMT salgılamasının doğum ve ölüm anlarındaki artışı. Doğum sırasında hem annenin, hem de bebeğin DMT salgılaması artıyor.
  3. Serotonin ve melotonin olmadan, ne keyifli bir gece uykusunun keyfini çıkartabiliriz, ne de var oluşumuzun mutlu, çok mutlu halinin keyfini çıkartabiliriz.

*MELATONİN:Mutluluk Hormonu

a) Melatonin beyinde bulunan epifiz bezinden özellikle geceleri karanlıkta salgılanan bir tür hormondur.

b) Biz uyurken melatonin salgılandığı için, uyuduğumuzda beynimiz tarafından otomotik olarak harekete geçirilen bu hormonun yararları oldukça fazladır.

c) Bu hormon uyku düzeninin korunmasında düzeninin korunmasına yardımcı olmaktadır. Melatonin kişilerin biyolojik saat ritmini düzenlemektedir.

d) Bu hormonun salgılanması kişiden kişiye değiştiği için uyku sırasında genelde 23:00 – 05:00 saatleri arasında salgılanmaktadır.

Melatonin insan vücudunda doğrudan salgılanan bir nöro-hormon olduğu için, vücuda gösterdiği etkileri çok önemlidir.(ayrıntılarını ilerleyen günlerde göreceğiz)

*SEROTONİN:

a) Beyin hücre nöronları arasındaki kimyasal link ve beyinin değişik parçalarının birbirleriyle iletişim kurmasında işlev gören önemli bir kimyasaldır.

b) Serotonin düzeylerindeki azlık veya çokluk, doğrudan depresyon, saldırgan davranış, anksiyete ve ağrıya çoğalan duyarlılık şeklinde tezahür eder.

c) Serotoninin birden fazla fonksiyonu olduğu tespit edilmiştir ve serotonin tarafından kontrol edilen önemli fonksiyonlardan bazıları, uyku, beden ısısı düzenlemesi, cinsel davranışlar, iştah, öğrenme, hafıza, endokrinal fonksiyonlar, anksiyete, depresyon, kas fonksiyonları ve kardiyovasküler fonksiyonlardır.

*DİMETİL TRİPTAMİN (DMT): Ruh Molekülü

a) Ruhumuzun penceresi: ruh molekülü (DMT), yani dimethyltryptamine, üçüncü göz…

b) Bu molekülün salgılanması bizim kontrolümüzde değildir. İnsanda en fazla doğarken ve ölürken salgılanır. Ancak uyku halinde de salgılanmasının arttığı bilimsel verilerle açıklanmıştır.

c)Psikoaktif bir maddedir.

d)Hayvanlarda insanların tam tersine melatonin hormonu az, DMT hormonu fazla salgılanır. Bu yüzden hayvanlar, insanlara göre çok daha psişik özellikleri yüksek varlıklardır.

RUH MOLEKÜLÜNÜ

  1. Bir insanın epifiz bezinin en çok doğum ve ölüm anında salgıladığı DMT, insan bilinci üzerinde çok etkili ilahi bir hormondur. Öyle ki, ruhun vücuda girip çıkmasını sağlayan hormon olarak adlandırılır.
  2. Ayrıca RemUykusunda (*açıklama aşağıda) rüya anında çok küçük miktarlarda üretilmekte. Vücutta üretilen bu kadar güçlü bir psikoaktifin, doğal yapımızla ilgili bir nedeni olmalı.
  3. İnsanlar, hayvanlar ve bitkilerde bulunan bu salgının tam olarak asıl görevinin ne olduğu hakkında şu an için kesin bilgiler bulunmamakta. Ancak bu salgının 30 – 40 yıl önce ki öne sürüldüğü gibi doğada tesadüfen oluşmadığı, daha gerçek bir işlevi olduğu, bir amacı olduğu, bununda ortak moleküler dil olabileceği görüşü gittikçe sağlamlaşıyor.
  4. Yani tüm galaksilerdekilerde dâhil tüm canlılar arasında ortak bir moleküler dil olabileceği gerçeğinden bahsediliyor.
  5. Beyin ikiye ayrılmış bir organ, sağ beyin sol beyin. Beynin içinde bulunan diğer organlarda aynı şekilde ikiye ayrılmış durumdalar. Ancak bir tek PİNEAL (epifiz) bezi tam orta da tek bir bütün olarak durmakta. İşte bu bezimizin salgıladığı 3 hormondan biri DMT. Bütün bunların bir sebebi olmalı.
  6. Meditasyon, oruç, ilahi söylemek ya da başka herhangi bir teknik ile özden kaynaklanan DMT seviyesi bir anda çoğalabilir.
  7. Bu mistik durumun ”ölüme yakınlık” deneyimi ile tartışılmaz bir bağlantısı vardır.
  8. Beynimizin tam ortasında bulunan epifiz bezinde açığa çıkan bu bileşik, mistik deneyimlerin yegâne olgusudur.
  9. Tarih boyunca insanoğlunun halüsinasyonla ilgili olan tüm deneyimlerinde dmt nin rolü vardır.
  10. Ayrıca bazı stres anları, yalnızlık, travma ve açlık, bunlar halüsinasyonlara neden olan sebepler.
  11. Beyinde ve bilinçte bu etkiyi yapan bileşikler halüsinojen denilen bileşiklerdir.
  12. Beyinde dmt ne kadar fazla salgılanırsa; dünya bizler için o kadar renkli ve canlı görünür, ancak yetersiz derecede dmt salınımı; dünyayı donuk, gri ve cansız algılamamıza neden olur.
  13. DMT, bilincin bedenden ayrılmasını mümkün kılan bir maddedir.
  14. Mistik dinlerin ilahları ve üstatlarının ana konusu da hep bedenden kurtulma ve beden dışı deneyimlerle alakalı kavramlardır. Bu nedenle günümüzde bilim bu bileşiğe ”Ruh Molekülü” adını vermiştir.

*Uyku evresinde kendi içinde 4 aşamadan oluşur.

  • İlk evrede, uyanıklık durumumuz değişim gösterir ve uykulu evreye doğru geçiş yaparız.
  • İkinci evrede, kişi artık uykudadır.
  • Üçüncü ve dördüncü, son devrede artık derin uykuya dalınmıştır. Ve vücut fonksiyonları, beyin dalgaları yavaşlamıştır. Rem uykusuna geçilir.

Rem uykusu.

  • Rem uykusu zamanında uykunun derinliğine bağlı olarak vücut fonksiyonlarımızda değişiklik görülür, metabolizmamız yavaşlar, kaslarımız gevşer ve bedensel olarak daha iyi dinleniriz.
  • Rem uykusu aşamasında rüyalarımız devreye girer, göz kürelerimizin hareketleri hızlanır.
  • Bu uyku evresi genellikle her 90 dakikada bir 20 Ya da 30 dakika aralıklarla gece boyunca döngüsel olarak 4-5 sefer devam eder. Bu süre uykunun yoğunluğuna ve uyku alışkanlığımıza bağlı olarak değişebilir.
  • Rem uykusunun yoğunluğu ne kadar üst seviyede olursa vücudumuz da o kadar iyi dinlenir ve sonraki güne daha dinlenmiş, zinde başlarız.
  • Uykumuzun derinliği sosyal hayatımız, çalıştığımız işlerle ilgili olarak da değişiklik gösterebilir. Örneğin gece vardiyasında çalışıyorsak, işten sonra gündüz uyuduğumuz uyku gün ışığı, gün içindeki trafik ve insan seslerinden dolayı gece uyuduğumuz uyku ile birebir aynı olmayabilir. Günlük uyku alışkanlığımız yaşa bağlı olarak ta değişim gösterir. Çocuk yaştakiler yetişkinlere göre daha uzun ve derin uyurlar.

Yarın ilginizi çekeceğini düşündüğüm PİNEAL (Epifiz) Bezin Mistik Yönüyle devam edelim. Şimdilik sağlık ve huzurla kalın inşallah.

Sevgiler

RUHUN MAKAMI, 3. GÖZ!