Ödemiş’te sivil toplum kuruluşlarının varlığını esnaf Ahmet amcanın anlaması mümkün değil. Keza komşu Hatice abla da sivil toplum kuruluşlarının ne gibi çalışmalar yürüttüğünü bilemez. Küçük Murat’ın minik bedeninde taşıdığı sorumluluklar dolayısıyla herhangi bir sivil örgütü anlamaya hiç vakti yok. Kentimizde fikir alışverişi ile güzellikler yaratmak isteyen sivil toplum kuruluşlarını esnaf Ahmet amcaya da komşu Hatice ablaya da minik Murat’a da anlatmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.
***
Anlatmıyorsam da bir nedeni mutlaka var. Var olan kuruluşların bir kısım çalışmalarının yanı sıra yapmak istediklerinin geleceğe dönük yatırımlar değil, kısa vadeli çalışmalar olduğunu gözlemledim. Oturulup konuşulan pek çok konu için bu kuruluşlarda belli bir alanda görev yapmak isteyen insanların çeşitli çıkarları olduğunu gördüm. Üstelik sivil olarak yapılacak çalışmalar için ayıracakları vaktin de dar olduğunun farkındayım. Düşünce olarak yeni fikirlere kapalı ya da fikir üretmekten noksan insanların fikir fabrikası gibi zihne sahip insanları bu bünyeden soğuttuğuna da şahidim. Ödemiş’te sivil toplum olarak adlandırdığımız bünyelerin içinde maddi bakımdan güçlü ancak kendini geliştirmeye kapalı çok sayıda insan var. Gönül verilerek yapılan bir iş olmasına karşın çıkar çatışmaları ve üstünlük kurma kabiliyeti gelişmiş çok sayıda kişinin elinde oyuncak gibidir sivil toplum kuruluşları. Ne yazıktır ki fikri olanın değil parası olanın konuştuğu, çevresi fazla olanın prim yaptığı ve kabiliyetli kişilerin de bu yolda kullanıldığı yerlere dönüşmüştür.
***
“Peki neden bu şekilde düşünüyorsun?” sorusunun yanıtını bu sayıda vermeyeceğim. Ancak gözlemlerim ve minnoş yüreğim, bana hep bunu fısıldadı. “Bazı STK’ları bu söylediklerimden ayrı tutuyorum” diyemem ama bu örgütlenme içindeki bazı kişileri bu anlattıklarımdan apayrı bir yerde tutuyorum. Bu tip kuruluşlar, kentin fikir fabrikası olmalı ve yenilikçi ancak uzun vadeli, sürdürülebilir fikirlerle proje üretmelidir. Proje; bir yol çalışması, bir yer tahsisi, para toplama, ıvır zıvırdan çok insanları etkileşime sokabilecek nitelikte olmalıdır. Var olan toplum içinde yaşanan güncel sorunlara farkındalık yaratmak adına çalışmalıdır bu kuruluşlar.
***
Bu sebepledir ki “Toplumun yanında olacağız” diyerek bir araya gelen hiçbir bünye içinde var olmak istemedim. Kendisinin farkında olmadan başkalarına yardım edemeyecek insanların bir araya toplanıp çay, kahve içtikleri yerdir Ödemiş’te STK’lar. İster kızın, ister sinirlenin siz iyi iş yaparsanız bu, o yörenin insanları tarafından er ya da geç fark ediliyor. Üstelik tanısınlar tanımasınlar sizi koruma altına alıyorlar. Adınızdan bahsediyorlar. Basın aracılığıyla yapamadığınız reklamı kulaktan kulağa yapabiliyorsunuz. Sorun şu ki Ödemiş’te güç ile fikir gücü, aynı kişilerin elinde değil. Ancak akla herkesin saygısı var ve en azından ilerleyen günlerde aklın gücünü sahalarda görmek istiyoruz. Yeri geldiğinde bir araya gelebilecek birçok STK’nın ‘fikir’ gücünden çıkacak harika projelerle onurlanmak ve gururlanmak istiyoruz. İstiyoruz da olur mu bilmem…
