Ne ara biz bu hale geldik?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazıya başlamadan önce, ‘güzel bir dondurma yiyelim de ondan sonra bilgisayarımın başına oturayım’ dedim. Çıktım dondurma almaya ki dondurmacıda sıra var.

O da ne! Mekan sahibi kaldırıma masa atmış millet dondurma yiyiyor… İçeride masa yok mu var ama millet masayı yola koysan orada yiyecek!

Ne ara biz bu hale geldik?

**

Malum bayram sonrası. Şöyle hafif bir yazı yazalım.

Geçtiğimiz gün bir sokakta yürüyorum. Önümde giden kadın aniden durup, bahçe duvarına taşmış asma yapraklarını toplamaya başladı. Hem de alel acele!.. Sahibi varmış, zamanı gelince toplayacakmış! Ne Gam!

Ne ara biz bu hale geldik?

**

Balkonumdaki su giderim yıpranmış. Alt kata su kaçırıyormuş. Uyarıyı aldıktan sonra tamir ettireyim, pardon edeyim dedim… Ee malzeme alınacak ve işe koyulunacak. Herşeyi satan bir mağazaya girdim ve aradıklarımı bulup kasaya yöneldim.

O da ne! Adamın biri, hem de komşu mekan sahibi, yan taraftaki parfüm reyonunun önünde kendine sıkıyor da sıkıyor…

Parfümü yerine koyup hiçbir şey olmamış gibi, arka taraftan çıkmasın mı!

Biz evet biz ne ara bu hale geldik?

**

Bayramın ikinci günü ana boruda patlak meydana geldiği için Ödemiş’te bazı mahallelere su verilmemiş. Sabah evde kahvaltı yaparken, konuyla ilgili belediye hoparlörü bilgi verdiği halde sosyal medyada kıyamet kopuyor:

“Efendim, neden daha önce haber verilmezmiş!”

“Bayramın ikinci günü su kesintisi mi yapılırmış!”

Sahi, ne ara bu hale geldik?

**

CNN Türk’teki tartışma programında “İmamoğlu davet etse bile gitmem” diyen Abdulkadir Selvi gibi kadrolu uzmanlar soruyor: İstanbul’u sel aldı İmamoğlu nerede idi?

Kimse “Vali nerede idi?” diye sormuyor!

“Sahi, ne ara bu hale geldik?” diye sormayacağım artık…

**

Sosyal medyada isimsiz bir şiircik gördüm ve ben de birkaç ekleme sokuşturma yaparak facebook’ta yayınladım:

“Üstadım!” demiş: “Bayramda ne keseyim?” “Önce gıybeti kes, Sonra hakareti ve küfrü… Ardından kul hakkı yemeyi… Ve kendini yukarıda görmeyi… Herşeyi ben bilirimi… Yalan söylemeyi, Kindarlığı kes, Haram yemeyi kes, Adam kayırmayı kes, İsrafı ve abartıyı kes… Kötülükten irtibatı kes… Çalışmadan kazanmayı…” En sonunda da ‘Bak’ demiş: “Eğer bunları kesmezsen, İster dana kes, ister kuzu kes. Beyhude ama ne kesersen kes.”

Bir arkadaş uyardı: Meğer şiirin başlangıcı Cahit Zarifoğlu’na aitmiş. Merhum şair şöyle yazmış:

“Üstadım” dedim, “Bayrama ne alayım?” Dedi: “Birkaç piri faniden gönül, birkaç çocuktan gülücük, alabilirsen birkaç fakirden de dua al.”

**

Tv9’un facebook sayfasında bir haber başlığı:

“Kendileri yoksulluk içerisindeyken sarayda sefa süren başkanın sarayını ele geçiren Sri Lanka halkının görüntüsü. SriLanka’da enflasyon %54,6. Gıda sıkıntısı öyle boyutta ki insanlar bebeklerine süt alamadıklarını söylüyor. Yakıt sıkıntısı öyle ki tasarruf için haftalık mesai dört güne çekildi. Ekonomi tamamen çökmüş durumda. Sonuç: Cumhurbaşkanlığı sarayının işgali.”

Biri de haberin altına yorum yazmış:

“Bu haberi yayınlamaktaki amacın ne #Tv9

Ne ara biz bu hale geldik?