Maskeli balo

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Yaredir sinede eski sevgili / Eski sevgili eski günler / Hayata baksana takmıyor kimseyi / Hiçbir şey diriltmez artık geçmişi / Yaredir yine de”

Bazı şarkılar veya türküler vardır ki kiminde ezgisi kiminde sözleri ön plana çıkar. Duymaya başladığında pistte birilerini görürsün ama aslında o parça bir ağıttır.

Fırtına, Çember, Yağmurun Elleri, Başka Türlü Bir Şey, Karanfil, Olmasa Mektubun, Bana Bir Masal Anlat Baba…

Üstteki parçalarıyla ünlü Yeni Türkü grubu, benim üniversite dönemimin ilk yıllarıdır.

Şair Murathan Mungan, yazının giriş bölümüne aldığım Maskeli Balo adlı şiirinin ilk dizelerinde

“Eski sevgili, göğüste (yürekte) yaradır” der.

Kırık bir aşk şarkısıdır bu parça ama ben her dinleyişimde “Tak etti canıma bu maskeli balo / Bu maskeli balo / Ve onun sahte yüzleri” dizelerine takılırım.

“Anılar bizi yalnız bırakmaz / Yalnızız yine de”

**

Kasaba kelimesinin köken itibarı ile Arapça olduğunu belirten sözlükler anlam olarak da “surla çevrili yerleşim yeri” açıklaması yaparlar. Bizde eskiden belediyelik olan; ilçelerden küçük, köylerden büyük yerleşim yerlerine verilen ad idi. Belde, nahiye… Şimdilerde sahipsiz kalması ile öne çıktı.

Eskiden kasaba politikacıları olurdu. ‘Kasaba politikası’ da siyasette önemli bir deyimdir.

Okuduğum bir yazıda “politika rodeo yarışı gibidir; önemli olan bir yere gitmek değil, atın üzerinde durmaktır” ifadesi vardı.

Tam da kasaba politikacılarını anlatmak için yazılmış bir cümle idi bana göre. Çapsızlık ve sığlık…

**

Dün Ödemiş Kent Konseyi seçimi yapıldı. Sayısal sonuçlarını basın yayın araçlarından öğrenirsiniz. Özetle, iki liste ile iki başkan adayı yarıştı. Benim de içinde bulunduğum 10 kişilik yürütme kurulu listesi 1 oy farkı ile seçimi kazanırken, diğer listenin başkan adayı da üç turun sonunda ortalama 25 civarında oy farkı ile ipi göğüsleyen aday oldu.

Hemen hemen bütün yazılarımda Kent Konseyi’nin bir düşünce grubu olduğunu yazarım. Yaşanan yerle bağlantılı olarak ortaya çıkan fikirlerin tartışıldığı bir ortam. Sonra bunlar rapor haline getirilir ve ilgili kurumlara sunulur.

Kimileri bu toplantılarda geç katılım ve erken ayrılma ile sadece vücut olarak bulunurken kimileri de birikimi ve harcadığı zaman ile raporlara şekil verir.

Kimileri ateşli tartışmalar içinde kendini paralarken, kimileri de cep telefonu ile oynamayı veya iş görüşmelerini tercih eder.

**

Yıllardır, vaktim varsa Ödemişspor’un maçlarını izlerim. Fakat dikkatim sadece yeşil sahadaki oyun değildir. Antrenöründen, sağlıkçısına, yöneticisinden taraftarına çok sayıda kişi ilgi alanıma girer. Bu yüzden golleri kaçırdığım olur.

Bu genel kurulda da buna benzer bir izleyicilik yaptım. Hayatında Kent Konseyi’nin bir çalışmasına katılmamış fakat bir şekilde aday veya seçmen olmuş insanların heyecanını neyle açıklayabilirsiniz?

Peki, Kent Konseyi seçimlerini politik bir arena veya rodeo sahası gibi değerlendirip birilerine ceza kesme hevesinde olanları?

Sahte gülücükler. Sahte selamlaşmalar…

Sorular çok… Belki, ‘alın topunuzu kendiniz oynayın’ diyesiniz bile gelir…

**

Çocukken öğlene kadar uyur, kulağımın dibinde davul çalsalar uyanmazmışım. Annem öyle derdi. Belli yaşlardan sonra bu uykular kayboluyor. Yine erken uyandım ve bari bir şeyler karalayayım dedim…

Yeni Türkü eşliğinde klavyenin tuşlarına dokundukça…

Uzatmayalım ve yazıyı yine Murathan Mungan’ın bir dizesi ile bitirelim: “Olmasa mektubun yazdıkların olmasa / Kim inanır senle ayrıldığımıza”

Belki de hayatı kendi akışına bırakmak daha doğrudur. Doğal dengeyi bozmamak gibi…

Not: Bu yazı, 30 Haziran 2021 tarihli Küçükmenderes gazetesinde yayınlanmıştır

Maskeli balo