Düne ilişkin gerçekler; yaşayanları tarafından belgeleriyle, tanıklıklarıyla yazılınca tarihin doğru ve gerçek oluşumuna büyük katkı sağlar. Ulu Önderimiz Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.”(*) sözü, bana hep rehber olmuştur.
Bu nedenle tarih konusunda yazan(lar)a bakarım, eğer yapana sadık olduğuna inandıysam ve araştırıp bunun doğruluğunu belgelediysem kitaplarını kaçırmaz, kitaplığımıza kazandırırız. Emekli Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü’nün “Kozmik Albay”(**) kitabı da bunlardan bir tanesi. Çıkar çıkmaz hemen aldık ve üç gün ardı ardına aralıksız bir solukta okudum. Kimi zaman öfkelendim, kızdım; kimi zaman kahroldum, tasalandım. Büyükköprü, “Bu kitabı, kitabın hazırlığı süresinde zamansız olarak kaybettiğimiz FETÖ ile mücadele ederek Kozmik Oda’dan bilgi ve belge çıkarılmasına izin vermeyen komutan olarak tarihe geçen, cesareti, duruşu ve komutanlık vasıfları ile Türk subayına hainler ve düşmanlar ile mücadelede model olacağına inandığım kahraman komutanım, dönemin Seferberlik Tetkik Daire Başkanı merhum emekli Tümgeneral Selahattin Kısacık’a ithaf ediyorum.” diyerek başlamış. Okuyunca kendisini gıyabında kutladım bu onurlu ve vefalı tavrından dolayı.
19 Aralık 2009’da başlıyor her şey. Biz, dönemin iktidarınca ele geçirilmiş yazılı ve görsel basın organları tarafından “Kozmik Oda Operasyonu” olarak tarihe geçecek ihanete hazırlanmışız o gün ve sonrasında. TV kanallarının saatlerce süren yayınları ve Akşam, Taraf, Sabah, Yeni Şafak, Vakit ve Zaman gibi gazetelerde sürekli yer alan 20’ye yakın yalan haberle kuşatılmışız. Albay Büyükköprü, yaşadıklarını başından sonuna kadar en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Toplam 25 tutanak, soruşturma ve yargılama süreçleri, isim isim gözümüzün önünden akıyor. Fotoğraflar, gazete manşetleri…
Bu bakımdan “Kozmik Albay”, 11 yıl öncesini apaydınlık kılan, ileride aynı tuzaklara düşülmesin diye kılavuzluk yapan, ibret alınıp ders çıkarılması gereken ve özellikle de istenen belgesel bir kitap. Asker olsun, sivil olsun tüm vatansever yurttaşların mutlaka okuması gerek diye düşünüyorum.
O dönemin kusurlu ve kullanılmış ya da olayı kullanmış isimleri aramızda hiçbir şey olmamış gibi gezerken ne diyeceğini bilemiyor insan!
Şu bir gerçektir ki her siyasi sistem; güçlü, donanımlı, çevik bir orduya gerek duyar. O ordu, zaten milletin ordusudur. Siyasetin değil. Siyasi güç odaklarının kendi çıkarları için kullanacağı hiç değil! Bunu 20. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı merdivenlerinden istifa dilekçesini verip ayrılışını ve böylece Özal’ın 1. Körfez Savaşı sırasındaki “Bir koyup üç alacağız” siyasetinin iflas edişinde yaşadık ulus olarak.
Sonuç olarak “Kozmik Albay”, kendi kurum ve kuralları ile milletin meclisine bağlı ve onun iradesiyle vücut bulmuş ordumuza ne kadar ihtiyaç olduğumuzu bir kez daha hatırlattı bana. Hele hele gün geçtikçe kızışan paylaşım savaşlarının ortasında, tam göbeğinde bulunan ülkemiz için, Türkiye’mizin geleceği için…
Albay Büyükköprü’ye yaşadıklarına bizi tanık ettiği için binlerce teşekkür…
____________
* Hasan Cemil Çambel, Türk Tarih Kurumu Belleten Dergisi, Cilt:3, Sayı:10, 1930, s. 272
* Erkan Yılmaz Büyükköprü, Kozmik Albay-Kozmik Oda Operasyonu, Kırmızı Kedi Yayınevi:1318, İnceleme:114, Birinci Basım, Kasım-2020, İstanbul, 300 sayfa.
