Konuşacak çok şey var ama susacak daha çok…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hayat, sürekli sınıyor bizi. En çok da konuşma konusunda. “Ne var konuşmakta?” diyebilirsiniz ama yerinde ve ölçüsünde konuşmak, ayrı bir meziyet. Ve belki de her şeyi söyleyebilecekken susabilme iradesini gösterebilmek. Hani yaydan fırlayan ok gibi çıktı mı söz ağızdan geri almak mümkün değil ve her zaman da hedeflenen yere ulaşmayabiliyor, yol üstünde bulunan başka biri nasibini alabiliyor söylenenden.

Susmak bir sanat aslında, az konuşmak, öz konuşmak, “Bana ne?” diyebilmek ve her yaşananın ilk yorumcusu olmamak. Ve galiba tüm bunları yapabilmek işi, önce sabırlı olmaktan geçiyor. En zor imtihanımız da bu olsa gerek hayata karşı, sabır… Beklemek, gelişmeleri biraz gözlemleyebilmek, irdelemek bazen, yaşananlara farklı açılardan bakabilmek, kişiler arasında yaşanan bir gelişme ise iki tarafı da -eşit mesafede durup – dinleyebilmek, mühim ama bir o kadar da zor…

Bazen susmak hayat kurtarıyor, çözümü getiriyor beraberinde ama bazen de konuşmak, meselenin doğru bir şekilde anlaşılmasına ve sonuca ulaşmasına yardımcı oluyor. Dozu iyi ayarlamak ve konuşup susacağı zamanı iyi bilmekten geçiyor mesele biraz da. Ölçülü olabilmek önemli…

İnsanlarla iyi geçinmek de vara yoğa konuşmamaktan, dinleyebilmekten ve bazen de alttan almaktan geçiyor. Sadece kendi çıkarlarını düşünüp karşıdakini göz ardı etmemek de önemli tabi ki. Biraz da sevgiyle yaklaşmak lazım hayatımızda olanlara, yaşananlara. Yunus ne güzel demiş;

Çiçeklerle hoş geçin,

Balı incitme gönül.

Bir küçük meyve için,

Dalı incitme gönül…

Sevmekten geri kalma,

Yapan ol, yıkan olma.

Sevene diken olma,

Gülü incitme gönül.

Sevgiyle yaklaşmak, son söylenecek sözü en başta söylememek ve susabilmek…

Hiç dikkat ettiniz mi bilmem ama başkaları hakkında sürekli konuşan ve yorum yapan insanlar, biraz da diğer insanların yaptıklarını çekemeyen ve kıskanan kişiler. Yani başkalarına ait olanı hazmedemiyor bu insanlar. O insan, bu seviyeye gelebilmek için ne gibi uğraşılarda bulunmuş, neler yapmış, hayatından hangi tavizleri vermiş bunlara bakmadan, bunları bilmeden hatta göz ardı ederek sadece elde ettiğine odaklanıp kıskanabiliyorlar. “Ben o durumda olabilmek için ne yapmalıyım?” diye de sorgulamıyorlar aynı zamanda. Ve ne yazık ki başkalarına bakıp onları çekiştirirken kendilerinde olanları da heba ediyorlar. Ve en kötüsü de İmam-ı Şafi Hazretleri’nin dediği gibi “Dünyada huzurları en az kişiler, kıskançlarla kindarlardır.”

Başta da dedik ya, konuşacak çok şey var ama susacak daha çok. Kelamı burada bitirip gerisini sizlerin zihinlerine havale ediyorum…

Herkese sağlıklı, huzur dolu bir bayram diliyorum

Konuşacak çok şey var ama susacak daha çok…