İşsizlik sigortası yağması

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlarım, daha önce size yazmıştım 5 milyar TL işsizlere verilecek diye. İşsizlikle mücadele adı altında Meclis’te onaylanıp kayıplara karışmıştı. Şimdi gene TBMM Genel Kurulu’nda İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi görüşülmeye başlandı.

Nasrettin Hoca bir gün pazara gitmiş, daha önce de yazmıştım. Okumayanlar için bir daha yazayım. Hoca, pazardan karpuz alıyor. Dönüş yolunda karnı acıkıyor. Peynir, ekmek, karpuzla karnını doyuruyor. Karpuzu o kadar seviyor ki başkası yemesin diye karpuzun kabuklarına işiyor. Sonra da uyuyor. Uyanınca tekrar karnı acıkıyor. İşediği karpuz kabuklarını şurasına değdi, burasına değmedi derken kabukları yiyor.

Bizim işsizlik sigortası da böyle; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hesabında 131 milyar TL bulunuyor. Şurasına değdi, burasına değmedi! Hükümet, işsizlerin parasını işsizlere vermesi gerekirken istihdam artırma bahanesiyle iş verenlere kredi olarak veriyor. Oldu mu şimdi; işsizlere işsizlik ödeneği verirken dokuz dereden su getirtiyor. Başkalarına bol keseden!!!

İşsizlikten, açlıktan millet kıvranıyor. Boşanmalar aldı başını gidiyor. Sokaklarda artık yemek dilenen aileler. Kadın cinayetleri zirve yapmış. Ülkeyi yönetenlerin umurunda mı? Tabi ki hayır. Umurunda olsa bunların hiçbiri bu duruma gelmezdi.

Bir de bizim ülke yaşlılar sorunumuz var. Verilere göre ülkemizde çalışma yaşını aşmış 65 yaş ve daha yukarı yaştaki nüfus, son beş yılda yüzde 21.9 artarak 7 milyon 550 bine ulaşmıştır. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da 2019 itibarıyla yüzde 9’a çıkmıştır. Pandemi sürecinde 65 yaş ve üzeri vatandaşlara uygulanan sokağa çıkma yasağı ile yaşlılarımızın bir yerlerde unutulmuş ve yalnız kaldıklarını gördük. Zorunlu dışarı çıkan bazı yaşlılarımızın da alay konusu olduğuna şahit olduk. Yaşlılarımız, bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Sayıları 8 milyona varan büyüklerimiz, bu dönemde büyük sıkıntılar çekmişlerdir.

Yaşlılara hak ettikleri değeri vermenin en önemli göstergesinin uygulanan kısıtlamaları kaldırmak olacağını, 65 yaş ve üstü vatandaşların refahlarının artırılmasının herkesin görevi olduğu gerçeğidir. Bir ülkede insanlar ne kadar uzun yaşarsa o ülkenin o kadar demokratik olduğunu göstermektedir. Sağlığın fiziksel ve ruhsal olarak tam iyilik halidir.

Türkiye’de hem ekonomik olarak hem de sağlık yönünden sağlıksız bir ortam yaşanmaktadır. Türkiye’de bir karar verilirken karardan etkilenen kesimin görüşü alınmamaktadır. 65 yaş üstü vatandaşları ‘işe yaramazsınız evde kal’ olarak mı değerlendireceğiz? Evde kal denildiğinde insanların ne yapması lazım? Düzenli ilaç kullanması ve efor sarf etmesi gereken insanlar vardır. Bunlarla ilgili hiçbir eğitim çalışması yürütülmemiştir. Türkiye gibi akrabalık ilişkilerinin yoğun olduğu bir ülkede insanları eve hapsetmek, gerçek bir zulümdür. Bu insanların ihtiyacı için neler yapılması gerekir bunların araştırılması gerekir.

Yaşlı vatandaşlara kıdemli vatandaş demenin daha doğru olacağını ifade ederek yaşlıları korumak, hepimizin görevi olmalıdır. İktidar sadece bir kesimin değil; yoksulların, işsizlerin de yanında olmalıdır. 65 yaş üstü vatandaşın aldığı parayı cebinize koyun ve pazara gidin bakalım o file nasıl dolacak? Elektriğe iki yılda yüzde 72 zam yaptınız ve enflasyonun yüzde 12 olduğunu söylüyorlar. Bayram yaklaşmaktadır, bu bayram ve ileriki bayramlarda emeklilerimize 2000 lira ikramiye verilmesi gerekir.

Pandemi sürecinde medeni olarak gösterilen birçok ülke sınıfta kalmıştır. Yaşlılara yönelik muameleleri hep beraber izledik. Önemli olan, gerçekleri görmektir.

Sevgili okurlarım, ülkemizde maalesef akla ziyan bir siyaset. Ben böyle düşünüyorum. Bilmiyorum siz nasıl düşünüyorsunuz…

İşsizlik sigortası yağması