Mutlaka siz de farkındasınızdır; son dönemlerde sokaklarımızda çok sayıda kedi ve köpek görmeye başladık. Kedi ve köpeklere karşı bir duyarlı olma hali kendini gösterdi. Onlara yiyecek veriyor özel suluklar imal ediyoruz. Aşırı soğuk ve sıcaklarda da koruma altına alıyoruz. Nerdeyse ‘bizden biri’ olmaya başladılar. Evcilleşiyorlar. Eskisi gibi insanlardan kaçmıyorlar ve korkmuyorlar…
Hani deyim yerinde ise ekmek elden su gölden…
Doğru mudur yanlış mıdır bilemiyorum. Böyle giderse, özellikle kedi ve köpekler insanlar olmadan yaşamayı unutacaklar gibi.
Çoğalmasınlar diye belediyeler kısırlaştırıyorlar ama bana hiç de azalıyorlar gibi gelmiyor.
Tıpkı sigara yasağının genişlemesine rağmen tiryakilerin azalmaması gibi.
Kedilerin evcilleşme evresi daha öncelere dayanıyor ama köpeklerin evlere kadar girmesi yakın zamana dayanıyor. Kim bilir belki de insanlar başka insanlarda aradığını bulamayınca çareyi köpeklerle dostlukta buluyor olabilir.
Bazıları da var ki sokak köpekleri ile kedilerini kendi ev çevresinde değil de başka sokak ve mahallelerde besliyorlar. Bu da besleme merkezi haline gelen park çevrelerinde yaşayanlarda hoşnutsuzluk yaratıyor ve zaman zaman tartışmalar yaşanıyor.
Vatandaşlar, kasaplardan topladıkları kemikleri, başka sokaklardaki köpeklerin yemeleri için parklara bırakıyorlar. Bu davranışı kimi esnaflar da yapıyor. Tabi bu durum çevre kirliliğine de yol açıyor.
Şahsen bu kedi köpek besleme işine pek sıcak baktığım söylenemez. Hayvanları severim, onların düşmanları değilim ama evin içine almaya kadar değil.
Hiç unutmam; bir tarihte birkaç gün yağan yağmurun ardından Kaymakçı’da eski köprü başındaki kahvelerden birinde otururken, bir köpeğin çıkardığı içli ses yüreğimi acıtmıştı.
Öyle acı ses çıkarıyordu ki meraklanmamak elde değildi.
Sordum ki, köprü altındaki yavrularını sel suları alıp götürmüş!..
Ne kadar üzülmüştüm…
Kaymakçı’da otururken bahçemizde köpeğimiz de vardı ama şehirlerde insanların tasma takıp köpek gezdirmeleri bana, “Acaba buna hakkımız var mı?” sorusunu sorduruyor.
Şimdi gelelim olayın başka boyutuna.
Hayvanlar insanileşirken, insanlar insanlıktan uzaklaşıyorlar.
Kadın cinayetleri başta olmak üzere insanların hoşgörü ve tahammül sınırlarının daralması sizi bilmem ama benim dikkatimi çekiyor.
Gelenekten sıyrılmaya çalışan insanoğlu bocalama içinde. Toplum ve sosyal ilişkiler değişiyor. Kadın erkek ilişkileri ile evlilik kurumu kabuk değiştiriyor. Kapitalizm, sermaye çoğaltma ve para kazanma hırsı demektir. Kapitalist ilişkiler genişledikçe toplumda bireyselleşme davranışları da genişliyor. İnsanlar kendilerini düşünmeye başlıyorlar ve başkalarının hak ve hukuklarına karşı hem saygısız hem de acımasız hale geliyorlar.
Yazıyı uzatmadan soralım:
Ne dersiniz, hayvanlar evcilleşirken insanlar yabanileşiyor mu?
**
Küçükmenderes gazetesinin internet üzerinden yayına soktuğu Tv9 İzmir, yavaş yavaş program yapmaya başlıyor. Bu işler birden bire olmaz. Yavaş ve dikkatli adımlarla gidilirse uzun vadede başarı sağlanabilir düşüncesindeyim.
Ben de ‘Ödemişçe’ başlığı ve çerçevesinde mümkün zamanlarda çeşitli kişilerle söyleşiler yapacağım. Bu söyleşiler haftada bir mi olur yoksa daha sık mı, zaman içinde göreceğiz.
Ödemiş’e ilişkin görüşleri ve önerileri olanları sıraya almaya başladık.
Belki sıra size de gelebilir…
