Hayat sizi nereye çekiyor?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Özgüveni yüksek kişiler, başkalarından üstün olmaya çalışmaz. Değerlerini, kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak ölçmeye çalışmazlar. Onlara mutluluk veren şey kendileri olmaktır, başkalarından üstün olmak değil.” Nathaniel BRANDEN

bir bahar düşü gördürüyor gün

esen rüzgar menekşelerin kokusunu salıyor etrafa

mest olmuş kuşlar bir şarkı tutturmuş…

yeşille mest olmuş zemin

üç gün önceki soğuğu yememiş gibi

“sen de sabret, geçer yahu” der gibi

“seni bunaltandan kurtulur, ummadık bir an da çiçeklenirsin” muştusu verir gibi…

Niyetim, olumlama yapmak değil ama yapsam ne olur? Hayatta bu kadar bizi bunaltan, sıkan gelişme varken biraz onlardan uzaklaşma adına kendimizi motive ediverecek kelimeler telaffuz etsek ne kaybederiz? Biraz güzel söz, biraz güzel düşünüş, biraz güzel düşle günümüze aydınlık düşürsek… Çoğu zaman kendimizi farkında olmadan hırpalıyor ve yıpratıyoruz. Terk edemediklerimizin bize yüklediği ağır yükün altında ezilmeye devam ediyoruz. Bize biçilen değeri kabullenip daha fazlası mıyız, değil miyiz diye sorgulamıyoruz bile. Bize ait olanları sevmek ve onlara değer vermek yerine küçümsüyor, azımsıyor ve çoğu zaman yok sayıyoruz.

Biz kendimize değer vermezsek, sahip olduklarımızı önemsemez, kıymetini bilmezsek bunu başkalarından nasıl bekleyebiliriz ki? Tabi burada narsisim değil kastettiğim. Bize bizden daha fazla kimse yardımcı olamaz elbette. Biz istemezsek, biz elimizden gelenin en iyisini yapmazsak nasıl iyi bir neticeye ulaşmayı bekleriz ki? Başkalarından bu noktada medet ummak da akıl karı olmasa gerek. Ve başkaları ile kendimizi kıyaslayarak yol almaya çalışmak çok yıpratıcı olsa gerek. Her birey farklı, becerileri, algıları, öğrenme şekilleri, duyguları, yapabilecekleri farklı. Öyleyse neden kıyas ölçümüz başkaları olsun ki? Her daim kendimizi, kendimizden bir adım öteye taşımayı kendimize hedef belirlersek daha az yorucu bir süreci yaşarız her ne yapıyorsak. “Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak”, rehber cümle olmalı galiba. “En iyisini yapmalıyım” diye çıtayı en yukarıya koyup yürümeden koşmaya çalışır, mükemmel olmaya soyunursak bir süre sonra “Olmuyor” diye pes de edebiliriz. Hepimiz gücümüz nispetinde sınamalıyız kendimizi. Her dem kış değil ya. Soğuk vurgunu yedi diye yapraklanmasın mı ağaç?

Çok da itimat etmemek lazım insanlara,”istedikleri gibi biri olmayınca istenilmeyen biri oluyorsunuz” o yüzden;

Yorma düşünü

Eksiltme gülüşünü

Sevgi günü, sevgililer günü

Yorma sevgini

Bir gün

Bin gün

Sevgi her gün…

Sevgide kal

Sevgiyle kal.

Hayat sizi nereye çekiyor?