Gogıl, İngilizce ‘Google’ sözcüğünün Türkçe okunuşu. Anlamını merak edip kökeni hakkında bilgi sahibi olmak istedim ama hiçbir anlamı yokmuş. Sonra öğrendim ki ardından 100 sıfır gelen 1 rakamını tanımlamak için kullanılan matematik terimi “googol”un yanlış yazılmış hali imiş. Hikayelere göre hatalı yazım kabul görünce bu hali ile kabul görmüş.
Bizdeki “Eşeğe altın semer vursan bile eşek eşektir” atasözünün anlamı var ya… Konuyla ilgili bir söz öbeği oluşturmak istersek, “Maharet adında değil, işlevindedir” dersek sanıyorum yanlış olmaz. Ben de bu yüzden başlıkta ‘Ay Dede’ der gibi ‘Gogıl Emmi’ dedim.
Sormasını ve aramasını bilirsen ‘Gogıl Emmi’ her şeyi söyler. Deyim yerinde ise Gogıl Emmi’nin içinde bilgi anlamında ne ararsan vardır…
Google, 20 yaşında imiş… Teknoloji o kadar çok hızlı ilerliyor ki 20 yıl sonra ne bulunacak bugünden bilemiyoruz fakat ben, kullandığımız çok sayıda elektronik aracın bir gözlüğe sığdırılacağı zamanı çok merak ediyorum.
**
İnternet ortamı, gayya kuyusu gibi bir yer… Ne demek gayya kuyusu?
“Derinlere kök salmış, içinden çıkılamayacak denli karışık, umutsuz, çapraşık iş, durum ya da karmakarışık işlerin döndüğü yer.” Yani sıradan aklın almayacağı kadar derinlikler… Ben bu gayya kuyusuna sık sık girer, bilgi öğrenmeye çalışırım. Yani bu ‘Google Emmi’ye sorular sorarım…
**
Son zamanlarda çok sayıda kişi, kaynağı belli olmayan fotoğraflar eşliğinde yine doğruluğu belli olmayan bilgiler paylaşıp bilerek veya bilmeyerek ‘algı yaratma’ peşinde koşuyor.
Halbuki Google Emmi’ye başvursalar bilgilerin doğru olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olacaklar.
Ama belki de inanmak istiyorlar!
**
Geçenlerde Facebook ortamında karşıma bir foto ve yazı geldi. Aslında başkalarının sayfalarında tartışma yapmayı sevmem fakat bazen kendimi alamıyorum.
İlk fotoda ‘1939’da asılan dört hafız’ bilgisi vardı. İddiaya göre bu dört hafız, gizli gizli Kur’an öğretiyordu. Bu ‘gizli iş’ ortaya çıkınca da idam cezasına çarptırıldılar. “Allah, bir daha böyle din düşmanı iktidar nasib etmesin” notu eklenmişti. Açıkça Cumhuriyet tarihine bir gönderme idi. Oysa foto, 1925 yılına ait Şeyh Sait isyanı sonrası meydana gelen olaylara aitti! Yanlış foto ve yanlış bilgi üzerine yanlış yorum…
Sonra, ilk Diyanet İşleri başkanının Yahudi olduğu ile ilgili bir paylaşım geldi… Bunun da gerçekle uzaktan yakından doğruluğu yoktu ve devamında Cumhuriyet’in ilk kadın milletvekillerinin ya Rum ya da Ermeni olduğuna ilişkin paylaşım: “Bu memleket, yıllarca İngilizlerin kanunlarıyla yönetildi.”
Ardından rahmetli Erbakan’ın söylediği iddia edilen bir ifadedeki mantık hatası. Güya Erbakan bir cümlesinde Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili yaptığı bir değerlendirmede Türkiye nüfusu için ‘80 milyon’ demişti… Sor bak Gogıl Emmi’ye! Erbakan’ın hayatını kaybettiği yıl nüfusumuz 70 milyonlarda idi!
Sonra Ecevit, CHP dönemi ve Kıbrıs konularında paylaşımlar geldi ki hepsi de külliyen yanlış bilgilerdi.
Halbuki yine biraz zahmete girse ve Gogıl Emmi’ye sorsa yani biraz araştırmacı olsa bunların doğruluğunu teyit etme imkanına sahip olacaktı.
Şöyle de bir gerçek var ki insanlar, inanmak istediklerine inanıyorlar.
Tartışma sürdükçe paylaşım devam etti: “AKP’den önce Türkiye’yi CHP yönetiyordu ve CHP, din düşmanı idi!”
İlgili şahıs, yine Gogıl Emmi’ye başvursa Ecevit ile özdeşleşen CHP iktidarının son 50 yılda çeşitli aralıklarla toplamda altı yıl kadar hükümet olduğunu anlayacak ve o paylaşımın da yanlış olduğunu görecekti.
Tartışma devam ediyordu: Ecevit, 1974 yılında Erbakan ortaklığı ile yaptığı bir yılı bile bulmayan iktidarında Kıbrıs’ın diğer yarısını almak istememişti! Oysa Kıbrıs, Osmanlı’dan İngiliz yönetimine 1878’de geçmiş, 1974’te yapılan çıkarma ile adanın yarısı Türk egemenliği altına alınmıştı.
**
Anlaşılan şu ki: Bir yerlerde içerik üreticileri var ve bu insanlar yalan yanlış foto ve bilgileri bilinçli olarak piyasaya servis ediyorlar. Eğitim düzeyi ne olursa olsun kimi insanlar da bu bilgi ve fotoların doğruluğunu araştırmadan paylaşıyorlar.
Şimdilerde de Suriye ve Afgan mültecileri veya kaçakları ile ilgili paylaşımlar gündemde.
Ülkemizde inanmaya hazır o kadar çok insan var ki!
Aklıma hep ‘Akrep gibisin kardeşim” şiiri gelir…
