Geçmişinizin yaralarını affedip tekrar fırsat vermeyerek tedavi edin

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalemde size geçmişinizde yaşadığınız üzücü, kırıcı veya sizin üzerinizde derin yaralar bırakan konulardan nasıl arınabileceğinizi naçizane anlatmaya çalışacağım. İnsanlar, geçmişin olumsuzluklarına takılı kaldıkça yaşanan günün ve geleceğin güzelliklerini maalesef ki göremez. Bu durumdan sıyrılmak, geçmişin zindanından kurtulmak için daha geniş bir perspektifle bakmak gerek. Günümüzde her şey gelişiyor, ilerliyor, yenileniyor ama insanoğlu zihinsel olarak duygusal bir yapıya sahip oluğundan psikolojik olarak aşamadığı konulara takılı kalıp onlarla yaşamaya ve çevresine de yaşatmaya devam ediyor.

Affetme kavramı ile karıştırılan bazı kavramlar vardır. Bunlar arasında unutmak, bastırmak, görmezden gelmek, olayı inkar etmek veya ciddiyetsiz bakmak var. Örneğin birey, yaşadığı olayın duygusal acısı ile yüzleşmeye hazır olamayabilir ya da hata yapan kişiyi kaybetmekten korkabilir. İncitici olay sonrasında duygularını ifade ederse duygularının inciten birey tarafından önemsenmeyeceğini düşünüyor olabilir ya da duygularını açma konusunda genel olarak çok rahat hissetmeyebilir. Oysaki bunların dışında tevazu gösterip hataların insanoğluna has olabileceğini düşünecek erdemle konulara bakmak en doğrusudur. Hatalar ardı ardına yapılırsa hata olmaktan çıkar. Kişi, bunu artık karşısındakini bastırdığını ve bu duruma alıştırdığını düşünüp kendi yaptığının doğru olduğu bilinciyle hareket eder. Tabi ki bu çok yanlıştır. Bu şekilde çok insan var hayatında anlam eksiliğiyle yaşamakta olan.

Uyumlu insanları bastırılmış görmek, iyi insanları mecbur görmek, duygusal insanları zayıf görmek, affeden insanı ise aciz görmek, ona öyle bakan kişilerin kendi algı eksikliğidir.

Başarmak, her zaman bir zafere ulaşmak kazanmak demek değildir. İnsanın o yolda ne kadar adil ve mücadeleci olduğudur başarmak.

Herkesin diline pelesenk olmuş bir söz vardır ya hani “Hata, insanlara mahsus” diye, peki ya telafisi kime mahsus? İşte esas konu bu. Telafisini karşı taraftan bekleriz ya hep. Evet, olması gerekende budur aslında ama eğer karşı taraf bu erdeme sahip birisi değilse ondan beklemek yerine aldığımız kararlarla bize yapılmış hataların telafilerini yine biz yapabiliriz.

Aile dışındaki konularda insan o kadar yıpranmaz ama aile içinde eğer dışarıdaki insanın size vereceğinden daha çok zarar veren birileri varsa uzak durmak, her konuda istismar ve suiistimal edilmeyi önlemek adına size olan konularda affedici olabilirsiniz ama birinci derece ailenize yapılan bu durumları tekrar ettirmemek için uzak tutmayı ve uzak kalmayı en azından o kişilere meydan verici olmamak adına yapmak gerekmektedir.

Her insan ayrı yaratılmıştır. Kişilik olarak, duygu olarak, huy olarak kader bizi bir araya getirir ve aynı dünyada birleşiriz. Onun için eskiden bilinen olumsuzlukları olduğu yerde bırakarak yeni güzelliklere her zaman kapı açmamız gerek ardına kadar.

Okuyan yüreğiniz dert görmesin kıymetli okurlarım, çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.

Geçmişinizin yaralarını affedip tekrar fırsat vermeyerek tedavi edin