‘Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim…’(Yunus Emre)
Bu akşam 20:30’da Ödemişim yine bir konferansa ev sahipliği yapacak. Gazeteci araştırmacı yazar Süleyman Özışık Beyefendi, kendi görüşlerini ve tecrübelerini aktaracak. Kendisinin hizmetini, çalışmalarını, fedakarlıklarını elbette ki takdir ediyorum. Lakin görüşlerimiz epey farklı, yine de fırsatınız olursa kendisini dinlemeye gitmenizi tavsiye ederim. Sonuçta kasabamıza teşrif edilmiştir, misafirimizdir. İyi ağırlanmalıdır. Benim okurlarım da zaten çok ince duyarlı yüreğe sahiptir.
Oturduğumuz apartman dairesine evet ve hayır broşürleri bırakılmış. Ben her ne kadar başkanlık sistemine hayır diyorsam da evet broşürlerine antipati, nefret duymuyorum. Her görüş, kendini ifade edebilmeli. Demokrasi bu bakımdan çok kıymetli, biz de görüşümüz ne olursa olsun birbirimize saygılı olmayı ilke edinmeliyiz. İlkemiz insanlık olunca diğer tüm ilişkilerimiz hoşgörü, anlayış ve adalete dayalı olacaktır. Her zaman her fikri dinleyin ama kendinize ait de görüşleriniz olsun, iyi mi canlar?
Selçuk Özdağ, Enpolitik internet sitesinde ‘Siyaseti Dini Alana Taşımak’ adlı makale yayınlamış. Bu makaleye önem veriyorum çünkü siyasetin dinin alanına bu kadar müdahil edilmesi bence doğru da değil ahlaki de değildir.
Cumhurbaşkanımız hayır diyenlerin ahiretlerinin bile yanacağını söyledi. Başkanlık sistemi, dünya hududunda biz fanileri ilgilendiren bir yönetim şekli. Ahireti bu işe karıştırmak neyin nesi, siz ne düşünüyorsunuz sevgili okurlarım?
Rahmetli Erbakan da bazen bu tip atarlanmalarda bulunur, Milli Selamet çizgisinde olanları cennetle müjdelerdi. Kendisi için daha fazla bir şey demem doğru olmaz, ölmüştür. Allah’tan kendisine rahmet dilerim, fazla bir şey diyemem lakin eleştiriye, sorgulamaya açık bir söz söylemeye cüret etmiş.
Dün muhterem Fethullah Hocaefendi diye yere göğe sığdırılamayan kişiye bugün fetö deniliyor. Devlete sızdırıldı, imkanlar tanındı, olanlar oldu şimdi ahlar vahlar… Geride intihar edenler, hakkı yenenler, hala hapis yatanlar, mal varlığına el konanlar vs… Bugün onlardan temizlenen koltuklara farklı tarikatlardan kişiler yerleştiriliyor. Yaşadıklarımızdan sanki hiç ders almamış gibiyiz. Din, iman çok özel duygular, ancak bu duyguları kullanıp devlete kapağı atmak ne kadar dini? Yarın öbür gün başka fetöler mi olsun? Allah bu millete akıl, basiret ihsan eylesin diye diye Yaşar Nuri Öztürk Hoca vefat etti. Rahmetle nurla uyusun, umarım ön gördüğü kötü akıbet, ülkemden dinimden uzak olsun.
İlkemiz şöyle olmalı; din ile siyaseti birbirine düşman edip çarpıştırmamak, aynı zamanda da dost ilan edip sömürtmemek… Adaletli olup hiçbir konuda aşırıya kaçmamak… Bu konuda aziz peygamberlerimiz inançta bile dengeyi korumamızı isterler. Bir hatırlatma olsun.
Cumhurbaşkanımız, başbakanımız meydanlarda yaptığı yolları, köprüleri anlata anlata bitiremiyorlar. Kabul edelim ki güzel ve faydalı hizmetlerdir. Ancak hatırlatmak isterim, bunlar bir lütuf mu yoksa vazifeniz mi efendiler? Bu soruyu da tamamen hiç particilik yapmadan, tamamen insanca soruyorum.
Bizim vergilerimizi alıyorsunuz. Sizin yaptığınız köprüler, yollar gelişmiş her ülkede var ve onlar vatandaşlarına çıkıp size şunu bunu yaptık diye konuşmuyorlar. Lafını bile açmıyorlar. Siz bir de inançtan dem vuruyorsunuz. Bakara Suresi 262.ayette yapılan iyi işlerin başa kakılmaması emredilir, okumaya fırsatınız olmadı mı?
Ödemişimde Efe Dağcılık bu hafta Salihli’den bizlere el salladı, sevgiyle selamlarını alıyoruz. Dağ doğa yürüyüşleri inanılmaz keyif verici etkinliklerdendir. Yıllar önce Aydın’da bulunurken felsefe derneğimizle böylesi yürüyüşler tertip ederdik, elbette yine böyle etkinlikleri derneğimiz zaman zaman yapıyor. Yine diyorum ki imkanı zamanı olanlar katılsınlar. Her anımızı iyi, güzel işlere vakfedelim, ardımızda hayır dualar ile iz bırakalım. Sevgiler, saygılar…
