‘En tatlı son yudum’

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hani çay bardağınızda bir yudumluk daha kalmıştır… Garson gelir kaşla göz arasında onu alır ve siz bir şey diyemezsiniz. Aslında bir yudum daha kalmıştır ve siz onu en konuşmanın keyifli anında yudumlayacaksınızdır… ‘Hey bir dakika’ bile diyemeden o en güzel yudum yıldız kayar gibi uçuverir…

Hepimizin başına gelmiştir bu durum.

Günde sanıyorum ortalama 10 bardak çay içiyorumdur. Küçükmenderes ile ilgilendiğim en yoğun zamanlarda bu 20 bardağa kadar çıkıyordu ve iki şekerli içiyordum. Günde 40 şeker!

Bir gün, doktor olan kız kardeşim, “Abi, 60’ından sonra kaliteli bir hayat sürmek istiyorsan; şekerden, undan ve çok tuzdan kaçınman gerekir” demişti. Yaklaşık 5 yıldır çayı şekersiz içiyorum. Ekmekten de sabah bir iki dilim dışında kaçıyorum.

Sigara, hiç içmedim. Bunu ara ara yazılarımda da belirtiyorum.

Hiç unutmam, sigara ile ilgili yazdığım bir yazıdan sonra bir arkadaşım, “Sen sigaradan nefret etmişsin” demişti. O yazıda, “Yolda yürürken önümde sigara içen biri gidiyorsa, ya yavaşlar ya da hızlanıp onu geçerim” demiştim. Genelde geçerim. Aslında kahve kültürüm de vardır ama sigara içen birinin arkasından yürümek, ortalığı tozu dumana katarak ilerleyen bir aracın arkasından gitmek gibi gelir bana.

‘En tatlı son yudum’ dedim ya!

Her gün en az birkaç kez gidip geldiğim Saraçoğlu Caddesi’nde esnaflık yapan bazı iş yeri sahibi veya çalışanların kapı önlerine çıkıp sigara molası vermesi de bende çayın o son yudumunu anımsatır.

İçeriden bir telefon sesi duyulur veya bir müşteri gelir. Sigara da bitti bitecektir. Bir ayak dışarıda bir ayak da içeridedir ve elindeki sigaranın son içimliği ‘o kadar tatlıdır ki!’ son dumanları içine vakumlarken izmariti de bir parmak hareketi içe kaldırımın kenarına doğru fırlatıverir.

“Ah, ne olurdu sanki birkaç dakika sonra geliverseydi!”

**

Türkiye’de çok üstünde durduğumuz fakat tam olarak öğrenemediğimiz iki konu vardır: Biri dil, diğeri de dindir.

12 yıllık zorunlu eğitim süresinde İngilizce’yi bir türlü sökemediğimiz herkesin bilgisi dahilinde.

Hadi İngilizce dış güçlerin veya “Bizans’ın dili” diyelim ve öğrenmek için çaba göstermiyoruz…

Peki Türkçe?

2022’de TYT’de tüm adaylar için doğru cevap sayısı ortalamaları 40 soruluk Türkçe testinde 17,7 olmuş. Bu ortalama 2021’de 18,4 imiş. 2020’de ise 14.5 imiş. 2019’da da 14,6.

Gelelim din konusuna…

Namazda okuduğu surelerin anlamını kaç kişi biliyor diye sorsam bilmem hangi oran ortaya çıkar.

Hatta günde 5 kez dilediğimiz Ezan ile günde birkaç kez dinlediğimiz Sela’da ne anlatılıyor diye sorsam, bu oran kaç olur!

**

Binbir emek ve zahmetle yetiştirdiğimiz gençler, yurt içinde kalmak istemiyor…

Burada ‘yurt’ kelimesini doğup büyüdüğümüz yer olarak da alabiliriz. Köylü genç, köyünde kalmak istemiyor. İlçede yaşayanlar da kapağı büyükşehirlere atmaya çalışıyor. İstediği gibi maaş ve iş bulamayan milyonlarca gencimiz de ‘vatan’ dışına çıkmaya uğraşıyor. Haksızlar mı?

Ne olacak bu memleketin hali!

Aman çayın son yudumunu kaptırmayın…

‘En tatlı son yudum’