Deprem gerçeğinin yansımaları

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

30 Ekim 2020 Cuma günü İzmir’de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depreme gözümüzü açtık. Deprem gerçeği uzun zamandır hayatımızda olmasına rağmen bu gerçeği hatırlamamız çok acı oldu. İzmir ve Manisa’yı etkileyen depremde 114 vatandaşımızı kaybettik, binden fazla da vatandaşımız yaralandı.

Deprem sonrası tüm Türkiye tek yürek olduk. Hep birlikte yaralarımızı sarmaya çalıştık. Acı bizim acımız, yüzleşmemiz gereken bir gerçekti. Yardım etmek isteyen vatandaşlarımızın yardımları, İzmir ilçelerinden ilgili belediyenin sosyal dayanışma ve yardımlaşma müdürlükleri tarafından kabul edilip ulaştırılması sağlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu süreci programlı bir kriz yönetimi sayesinde eksiksiz bir şekilde yerine getirdi.

Yapılan şeyleri özetlemek gerekirse şöyle;

  • Yaşadığımız deprem nedeniyle sağlık sorunu olan, yakınına ulaşamayan veya deprem kaynaklı sıkıntıları olan vatandaşların 444 40 35 veya 185 numaralı hattan ulaşmaları sağlandı.
  • Sivil toplumla birlikte belediye yöneticileri ile kampanya organize edilip bir araya gelerek kararlar alındı.
  • Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’ndaki Buz Sporları Merkezi, duş ve temizlik ihtiyacı olan depremzedelere açıldı.
  • Çadırlarda yaşayan depremzede vatandaşların hijyen ihtiyacını karşılamak için Manavkuyu’da çamaşırhane kuruldu.
  • Depremzedelere yardım ulaştırmak isteyen binlerce kişinin başvurusu üzerine bizizmir.com üzerinden Halkın Bakkalı aracılığıyla dayanışma kampanyası başlatıldı. #BizVarız diyen; yemek, gıda, hijyen paketi uyku tulumu gibi ihtiyaçları ulaştırmak isteyenler, bu kanal üzerinden ulaştırabilirler.
  • Depremde evlerini kaybeden vatandaşlarımızla onlara destek olmak isteyen kişi ve kurumlar, birkirabiryuva.org adresinde buluşturuldu. İyilik hareketini büyütmek isteyen kişi ve kurumlar, #BizVarız diyerek bu adresten kira ve ev desteğinde bulunabilecek.

Bu konu, istismara çok açık bir konu olduğu için belirtilen kurum ve adresler eliyle yardımın yapılması, ayrıca büyük bir önem taşımaktadır.

Yazımda dile getirmek istediğim başka bir konu daha var:

30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’imizde gerçekleşen depremden sonra çok sayıda haber içerikleri, sosyal medya paylaşımları gördük. Kurtarılan çocukların “en mahrem” alanları videolanmış, fotoğraflanmış, travmaya uğramış çocukların görselleri simgelenmiş, sosyal medya hesaplarından paylaşılmıştır. Deprem nedeniyle çocukların desteklenmeye ve korunmaya ihtiyaçları vardır. Hal böyleyken çocukların travmalarına ilişkin görselleri, “mucize” adı altında paylaşılmıştır. Acıları yaşayan çocukların tedavi sürecinde dahi olsa menfaati ve sağlık hakkı gözetilmemiştir. Görsellerin paylaşılması ve bu sürecin normalleştirilmesi ile asıl konu üzerinde durulmamış, “unutulma hakkı” hiçe sayılmıştır. Deprem sonrası çocukların fotoğraflarının paylaşılması, çocukları istismar etmektedir. Bu çocukların hayatları boyunca unutmak isteyecekleri bir an, bu şekilde ölümsüzleştirilmiş ve açık bir şekilde suç işlenmektedir.

Son olarak geçmiş olsun İzmir, geçmiş olsun Türkiye. Bir daha böyle acılarla sınanmamak dileğiyle.

Zamanla bıraktıklarımız var,

Bir de zamana bıraktıklarımız.

Sızlanıp durma gönül,

Yana yana kül olsan da ne fayda

Acılarımızı yarıştırdık,

İşte son perde.

Biz insan olduğumuzu unuttuk.

Deprem gerçeğinin yansımaları