Bir haber sal

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçti bayram.

Kimine bayram gibi.

Belki kırmızı bir pabuç, bir çift yeni çorap tadında çocukça geçti.

Kimine de acı gözyaşı deminde.

Aramıza ördüğümüz duvarları yıkmak şuuruyla belki bastık gaza. Biraz daha, biraz daha.

En önce biz varalım istedik. En önce biz görelim.

En önce biz sevindirelim annemizi babamızı.

Çocukların başlarını ilk biz okşayalım dedik. Avuçlarına harçlığı ilk biz koyalım.

Bastık gaza.

Bastık.

Ve

Bayram kazaları.

Dün akşam baktım şöyle bir. Paramparça olmuş, hurdaya dönmüş araçlar. Acı ile kıvranan yüzler…

Resimlerde kalmış mutlu anlar.

Birileri, annelerinin elini öpemedi.

Bir çocuğun başı, öksüz ve yetim kaldı.

*

Her gün bayram olabilir oysa.

Birbirimizi biraz dinleyebilsek.

Duyabilsek.

Görsek birbirimizi.

Bencilleştirmese yaşam her birimizi. Bunca sağır, bunca kör olmasak birbirimize.

Yaşamda daha çok bayram olmaz mı?

Arife akşamı.

Öyle balkondan yola bakıyorum.

Karşıya geçmek isteyen yaşlı bir adam yolun kenarında.

Araçların büyük bir bölümü mezar ziyaretine gidiyor Ahrandı’ya.

Tam yirmi beş araç saydım. Bir araç sürücüsü de durup adama yol vermedi. Neyse ki derler ya “Sabırla koruk helva olur” oldu.

Yaşlı adam, beklemenin mükafatını aldı. Araç kalmayınca yolda, ağır adımlarla karşıya geçip yoluna devam etti.

Her gün bayram olabilir oysa.

Birbirimizi biraz dinleyebilsek.

Duyabilsek.

Görsek birbirimizi.

Bencilleştirmese yaşam her birimizi. Bunca sağır, bunca kör olmasak birbirimize.

SEVGİ, DOSTLUK VE UMUTLA…

Bir haber sal