Binlerce insanın hayatını karartan ilaç

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1957’de Alman ilaç şirketi Chemie Grünenthal, piyasaya bağımlılık yapmayan bir yatıştırıcı sürdü. Tıp dünyasında büyük bir başarı olarak kabul edilen ve etken maddesi talidomid olan ilaç, çok geçmeden zatürree, soğuk algınlığı, grip gibi hastalıkların tedavisi için de reçete edilmeye başlandı. İlaç etkiliydi ve aynı zamanda bulantı önlediği de anlaşılınca hamile kadınların sabah bulantıları için tavsiye edildi. Böylece anne adayları arasında hızla popüler oldu. Doktorlar, hastalara binlerce numune dağıttı ve ilerleyen zamanlarda reçetesiz temin edilebilmesi, kullanımının iyice yayılmasına neden oldu.

Söz konusu ilaç, Almanya’da “Contergan”, İngiltere ve Avustralya’da “Distaval”, çoğu Avrupa ülkesinde “Softenon” gibi farklı isimlerle piyasaya sürülmüştü. Kısa sürede dünyanın en çok satan ilaçlarından biri haline geldi; tamamen güvenli ilan edildi ve Kasım 1961’de yasaklanıncaya kadar yoğun bir şekilde pazarlandı. Talidomid, 1950’lerin sonlarında 14 ilaç şirketince en az 37 farklı ticari isim ile 46 ülkede satılmaktaydı.

İlacın güvenli kabul edilmesinin nedeni, ilk testler sırasında şirketteki araştırmacıların test hayvanlarına ölümcül dozu vermenin imkansız olduğunu keşfetmesiydi. Barbitürat adı verilen diğer sakinleştiricilerin aksine hiçbir hayvan, yüksek dozdan dolayı ölmüyordu. Buna dayanarak ilacın insanlar için de zararsız olduğu düşünüldü.

1950’lerde hamilelik sırasında ilaç kullanımı, günümüzdeki gibi sıkı şekilde takip edilmiyordu. O yıllarda bilim insanları, bir ilacın etkilerinin plasenta bariyerinden geçip rahimdeki bir fetüse zarar verebileceğini bilmiyorlardı. Bu yüzden birçok ilaç ve tabii ki talidomid test edilirken hamile kadınlar üzerinde nasıl bir etkisi olacağına dair hiçbir test yapılmadı.

1950’li yılların sonlarından itibaren ellerinde, kollarında, bacaklarında, kulaklarında ve iç organlarında sakatlıklarla doğan bebeklerin sayısında artış görüldü. İlaç, anne karnındaki bebeklere birçok açıdan zarar verdi. Önceleri bu anormallikler; nükleer deneyler sonucu yayılan radyoaktif maddelere, virüslere ve temizlik maddeleri gibi etkenlere bağlandı. Araştırmacılar ve doktorların talidomid ve gelişim bozuklukları arasında bağlantı kurabilmeleri beş yıl sürdü çünkü ilacın kol ve bacak gibi uzuvların gelişimi, beyin ve iç organların gelişimi, görme ve işitmede bozukluk gibi çok çeşitli zararları vardı. Etkilerinin bu kadar çeşitli şekilde görülmesi, zararının tespit edilmesini zorlaştırdı. Bu beş yıllık süre zarfında birçok hamile kadın, bulantı şikayetleri için ilacı kullanmaya devam ettiğinden binlerce çocuk ilaçtan etkilendi.

İlacı kullanan bazı kadınlar düşük yaptı; birçok çocuk doğduktan birkaç gün sonra hayatını kaybetti. Hayatta kalabilenlerde görülen en yaygın doğumsal fonksiyon bozukluğu, gelişmemiş kol ve bacaklardı. Bu çocuklar, eksik gelişimlerine bağlı olarak hayatları boyunca vücutları geliştikçe değiştirmek zorunda kaldıkları çeşitli destek ekipmanlarıyla yaşamak zorunda kaldılar. Yüzde ve kulaklarda deformasyonlar, simetri bozuklukları da yaygın görülen hasarlardı. Ayrıca ilaç yüzünden kusurlu doğan çocuklar, ilerleyen yaşlarda ciddi kalp rahatsızlıkları ve çeşitli kemik hastalıklarına yatkınlık gösterdiler. İlaç, yetişkinlerde de sinir hasarına sebep olabiliyordu.

İlacın neden olduğu sakatlıkların ortaya çıkması ve bu nedenle ilacın piyasadan kaldırılması, Hamburglu bir çocuk doktoru olan Doktor Widukind Lenz sayesinde gerçekleşti. 1961 yılının Kasım ayında Doktor Lenz, çocuk doktorlarının katıldığı bir konferansta ilaç hakkında kendi yaptığı araştırmaların sonuçlarını açıkladı. Araştırmalarına göre çocuklardaki sakatlıklar ile talidomid etken maddesi arasında bir bağlantı vardı. Aynı zamanlarda Avustralyalı bir doktor olan William McBride’ın da bir dergide yayınlanan mektubu, ilacın anne karnındaki bebekler üzerinde ciddi gelişim sorunlarına yol açtığını ortaya koyuyordu. Bu açıklamalardan sonra talidomid satışı önce Almanya’da, sonra bütün dünyada durduruldu.

İlaçtan etkilenen çocukların ebeveynleri tarafından karşılıklı destek sağlamak ve mağdurlara tazminat aramak amacıyla 1962’de Talidomid Derneği kuruldu. 1968’de Alman ilaç şirketi Chemie Grünenthal yargılandı. Şirket, davayı mahkeme dışında çözdü ve mağdurlara tazminat ödenmesi amacıyla düzenlemeler yapıldı. Bu nedenle ilacın yol açtığı faciadan hiç kimse suçlu bulunmadı ve ceza almadı. Verilen tazminat çok azdı ve bundan mağdur olan herkes faydalanamadı. Şirketin ilacın yarattığı tahribat yüzünden bir özür sunması ise 2012 yılına kadar sürdü.

İlaca ruhsat vermeyen bazı ülkeler, bu felakete uğramaktan kurtuldular. ABD ve Türkiye, bu ülkelerdendir. ABD Başkanı John F. Kennedy, ilacı güvenli bulmayıp ülkeye girmesine engel olduğu ve böylece bir felaketi önlediği için ilaç ruhsatlarının onaylanmasından sorumlu olan Dr. Frances Kelsey’e Üstün Federal Sivil Hizmet Madalyası verdi. Türkiye’de ise ilaç onay aşamasındayken Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün tarafından mercek altına alındı ve sakıncaları tespit edildi. Sağlık Bakanlığı’nı uyaran Prof. Dr. Aygün, ilacın Türkiye’de kullanımını engelledi.

Velhasıl 1950’lerde ve 1960’ların başında hamile kadınların sabah bulantılarını önlemek için tavsiye edilen bu ilaç, doğum kusurlarına sebep olarak on binden fazla çocuğun sakat doğmasına neden oldu. Ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlar nedeniyle bugüne kadarki en büyük insan yapımı tıbbi felaket olarak kabul edildi. Bu ilacın yol açtığı sakatlıklar, hükümetleri ve firmaları daha dikkatli olmaya sevk etti. Bu da ilaçların dünya çapında pazarlanma, test edilme ve onaylanma prosedürlerinin değiştirilmesine sebep oldu.

İlginçtir ki 60 yıl öncesinin korkulan ilacı talidomid, bağışıklık sistemini aktive ederek ya da baskılayarak hastalığı tedavi etme özelliği taşıdığından günümüzde cüzzam, multiple miyelom, bir sindirim sistemi rahatsızlığı olan Crohn hastalığı ve bazı kanser türlerini tedavi amacıyla kullanılmakta ve başka rahatsızlıkların tedavisi için de araştırılmaktadır ancak geçmişteki korkunç izleri günümüzde kullanımı konusunda hâlâ tartışmalara neden olmaktadır. Talidomid trajedisini anlatan “No Limits” adlı belgesel, konu hakkında ayrıntılı bilgiler ve görüntüler içeren değerli bir kaynaktır.

Binlerce insanın hayatını karartan ilaç