Benim Oğlum Senin Oğlunu DÖVER!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili dostlarım bugünkü konu aslında uzun süredir ulusal kanallar ve gazetelerde de süre gelen konularla aynı ana fikre sahip. Ancak ben her zamanki gibi olayları farklı yönünden almak istiyorum. Ha benim yazacaklarım da birileri tarafından yazılmış ya da bahsedilmiş olabilir ancak okuyucularım beni iyi bilirler, olayların orasını burasını çevirmeden yazmaktan hoşlanmıyorum.

Evlatlarımız, biz ebeveynlerin her şeyi olabilirler ancak yaşadığımız ülkenin de geleceği ve yönlendireni olacaklardır. Bunu asla unutmamak ve evlatlarımızı da bu doğrultuda yetiştirmemiz lazım.

Evlatlarımızın önce kendilerine, sonra bize ve sonrasında vatana hayırlı olmalarını istiyorsak bence öncelikle aynaya bakmamızda fayda var. Neyi istemiyorsak, neye bulaşırsa sıkıntı yaşar düşüncemiz oluşuyorsa evladımızı da bundan uzak tutmamız bizim anne ve baba olarak görevimiz olmalı.

Ve başkalarının evlatlarının da varlığına, hatalarının nedeni olduğuna ve onları daha çok dışlamak yerine topluma kazandırmak da düşüncelerimiz arasında olmalıdır. Ki eğer bu konuda bencillik yapar isek döner dolaşır bu bencillik o çok kıymet verdiğimizi de vurur geçer. Örnekleri çoktur.

Toplum içinde var olan her hatalı ve yanlış davranışı yok saymak, görmezden gelmek, düzen için çaba sarf etmemek, aynı sıkıntılar kapımıza dayandığında da yalnız kalmamıza, anlaşılmamamıza ve içinden çıkılmaz sonuçlara taşır. Ki bu konuların muhatabı evet belki bazı kurumlardır ancak biz de çocuk yetiştirirken bazı şeylere dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum.

Son zamanlarda iki çocuk profili var. Birincisi “yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter” diye iki tokat attığında (örnektir) anne diye ağlayacak, sokaklarda kaybolmaya başlamış bir çocuk profili. İkincisi de zabıta geliyor diye simit tezgahını toplamaya çalışan on yaş civarlarında bir evlat. Ve topladığını fark eden zabıtanın “senin iznin var, tezgahını toplamana gerek yok” diyerek (ki bu zabıta ekibi kardeşlerimi de kutluyorum) çocuğun ekmek parasını çıkarmasına izin veren insanlar da var.

Yanı sevgili dostlarım, rica ediyorum “hadi teyzelere ……. göster” durumlarından vazgeçin. Kız çocuklarınıza o yaşlarda gelinlik giydirmekten vazgeçin. Çocuklar, dünyayı evlerinde yaşadıklarından ibaret zannederler. Ve eğer büyüme çağında olan çocuklar o evlerde sevgiden, ilgiden, merhametten uzak olurlarsa ve ailelerin evlatlarından daha çok ellerindeki o cihazlardaki sahte dünyalara ve televizyondaki “adam” sıfatının vuran, kıran, söven kişiliklerden ibaret olduğunun empoze edilmesine izin veriyorlarsa daha dünkü çocuk kalkıp vahşeti kendine prestij katacakmış gibi hisseder.

Dışarıdaki sokak oyunlarında daha küçükken aralarında çıkan tartışmalarda üstün vasıflar gösteremeyen veliler, karşı taraftaki evladı suçlayan aileler her daim kaybeder. Çünkü oradaki amaç evlatların kavga etmelerinin nedenini bulmak değil, kavganın sorunları çözmeyeceği ve kendilerini değersiz insanlar sıfatına koydukları bilincinin aşılanması gerekir.

Evlatlarımıza ahlak, dürüstlük, paylaşmak, merhamet, saygı öğretemedikten sonra ve konuşmanın diyalog için tek gerçek olduğunu ve sorunlu durumlarda karşı tarafa cevap vermek değil anlamak adına dinlemenin her iki tarafa da asıl faydalı olanın olduğunu anlatamadıktan sonra, tezgâhı toplayandan daha çok polis kolunda kaybolan evlatları daha çok görürüz.

Yarın görüşmek üzere. Sevgiyle ve şansla kalınız inşallah.

Benim Oğlum Senin Oğlunu DÖVER!