Başkalaşım

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rekabet şüphesiz; bir kurumu, kurumun sahibini, aynı kurumun çalışanlarını sürekli olarak geliştiren, dönüştüren, ileriye taşıyan bir unsur.

Bu gelişim, kurumun içindeki çalışanların da kurumun sahibinin de sürekli olarak ileriye yönelik fikir üretmesine de bağlı bir durum. Üstelik teknolojinin içinde yaşadığımız bu çağda sürekli olarak değişim yaşamak da kaçınılmaz bir hal alıyor.

İzlediğimiz, gördüğümüz, duyduğumuz her bir olay ya da olguyu bilinçaltımızda şekillendirip kendimizden bir şeyler katarak yeniden dışa aktarabiliyorsak bu da başarı kavramıyla beraber bize olumlu bir yol açıyor. Yerel medya unsurlarının da en güzel yanı bu ya zaten.

Az kişi ile çok iş anlayışı; özellikle o kurumda faaliyet gösteren bireyleri çoklu düşünceye, fikir alışverişine bazen de zorunlu olarak bir şeyler öğrenmeye sevk ediyor. O an için yapmaktan zevk almadığınız ama zorunlu kaldığınız her ne varsa gelecek dönemde size bambaşka bir açıdan donanım kazandırdığını görüyorsunuz. Böylelikle sürekli olarak geliştirdiğiniz siz, kurumunuzu da aynı oranda değişip dönüştürmeye başlıyor. Hatta sadece sizinle kalmayan bu dönüşüm, diğer kurumların da kendini başkalaştırmasına sebep oluyor. Diğer kurumların başkalaştığı noktada artık aynı yerde kalmak istemeyen siz, yeniden hafızanızdaki yeni fikirlerle bir kez daha başkalaşıyorsunuz. Sonuç olarak bu döngü; sadece rekabeti değil, el birliğiyle daha iyisini ortaya çıkarmayı da getiriyor.

Rekabetin tatlısı, muazzam bir zevk veriyor bana. Çokluluğun, birden fazla fikrin, hareketin olduğu yerde insanın kendisini geliştirmemesi imkansız.

Değişmeyen tek şey, değişimin kendisi. Birlikte değişmek, gelişmek Ödemiş’i de dışarıya taşımanın yegane unsuru. Yerel basının gücü tartışılmaz. Büyüdükçe güçleniyoruz ama…

Aması da…

Ah bir de omuz omuza verebilsek.

 

 

Başkalaşım