ADELET YÜRÜYÜŞÜ…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP’nin Adalet Yürüyüşü, 14. gününde. Genel Başkan Kılıçdaroğlu öncülüğünde devam eden kortej, Bolu Dağları’nı aşıp Sakarya’ya doğru ilerliyor. Bayram günü Düzce’deki emekli öğretmen arkadaşım Bedrettin aradı. Kaynaşlı’dan korteje katılıp Gümüşova’ya kadar yürüyeceklerini söyledi. Bedrettin, TÖB-DER’den arkadaşımdır. Birlikte DİSK’in düzenlediği 1 Mayıs mitinglerine katılmıştık. Sesinde o günlerin heyecanı vardı. Ertesi gün yürüyüşle ilgili resim ve videoları göndermiş. Kendisini kutlayıp, “Tarihi bir olaya tanıklık ettiniz ve katkı verdiniz, ne mutlu size” dedim.

Bildiğim ve inandığım bir doğru var: Siyasi partilerde ve demokratik kitle örgütlerinde eylemsizlik, hep başarısızlık getirir. Demokratik haklarını kullanıp eylem yapmayan, dışa dönük mücadele koyamayan örgütler, iç işleriyle uğraşmak zorunda kalırlar. Bu da örgütü güçsüz kılar, büyütmez.

CHP’nin yıllardır yüzde 20-25 bantlarında kalmasının bir nedeni de bana göre partinin dışa dönük değil de içe dönük mücadeleye ağırlık vermesi, enerjisini olağanüstü –olağan kongrelerle, genel başkanlık ve yönetim kurulu seçimleriyle harcamasıydı.

Adalet Yürüyüşü, partiye bir dinamizm getirdi. Parti, çok doğru seçilmiş bir konu üzerine eylem ortaya koyunca; hem tüm toplumda adaletsizliğe uğramış kitlelerin sözcüsü olma şansını yakaladı, hem de parti içindeki muhalif kesimleri bir araya getirdi, bütünleştirdi.

Yıllardır bu köşedeki yazılarımda belirtirim. CHP, parlamento içindeki muhalefetin yanında alanlara da çıkmalı, kitlelerle doğrudan temas kurmalı. Parlamentoda ne kadar güzel muhalefet yaparsanız yapın bu konuşmalar, Meclis çatısı altından dışarıya çıkmıyor, halka ulaşmıyor. Meclis televizyonu ve yandaş medya, bu konuşmaları vermiyor. Dolayısıyla muhalefetin sesi halka ulaşmıyor.

Bu eylem, adaletsizliğe uğramış tüm toplum kesimlerini bir araya getirdi. Geniş kitlelerden destek almaya başladı. İnşallah devam ettiği gibi disiplin içinde, provokasyonlara izin vermeden İstanbul’a kadar başarı ile ulaşır. Toplumda sarsılmış olan adalet inancının yeniden kurulmasına yardımcı olur.

Bir konunun da altını çizmekte yarar var. Toplantı ve gösteri, yürüyüş hakkı temel insan hakanlarındandır. Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi iktidarın bir lütfu değildir. 1800’lü yıllardan beri tüm medeni ülkelerde kullanılan, insanların doğuştan sahip oldukları haklardandır.

Dilerim ki CHP; bu eylemden çıkaracağı olumlu sonuçlarla bundan böyle muhalefeti meclisin dört duvarı arasına hapsetmekten vazgeçer, meclis çalışmaları yanında önemli her ülke sorunu için farklı, ses getirici eylemlerle çalışmalarını sürdürür. Böyle bir çalışma inanın CHP’yi iktidara taşıyacaktır.

Çünkü iktidar partisi, siyasal ömrünü tamamlamıştır. Topluma söyleyeceği yeni bir şeyler yoktur. Hatta kurulduğu tarihlerde söylediklerinin tersini yapmaya başlamıştır. Özgürlükçü bir parti olmaktan çıkmış; baskıcı, otoriter, tutucu bir parti görüntüsü vermeye başlamıştır. Çok sayıda gazetecinin, milletvekilinin sıradan sebeplerle tutuklu oluşu, bunun en somut göstergesidir.

ADELET YÜRÜYÜŞÜ…