27 MART…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

27 Mart tüm dünyada ve ülkemizde “Dünya Tiyatro günü ” olarak kutlanmaktadır.  Her 27 Martta, gün dolayısıyla tiyatro sanatçıları tarafından hazırlanan bildiriler okunmakta çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Tiyatromuzun usta oyuncu Muhsin Ertuğrul’un deyimi ile “Tiyatro bir halk okuludur”. Tiyatronun güldürücü, eğitici ve eleştirel yönleri vardır. İzlediğimiz iki perdelik bir oyundan yüzlerce sayfalık kitabın verdiği mesajı, bilgiyi alabiliriz.

Tiyatro aynı zamanda toplumun aynasıdır. Toplumu yansıtır. Bu yüzden halkın yararına iş yapmayan yöneticiler tiyatroya ve sanatçılara sıcak bakmazlar. Çeşitli bahanelerle bütçeden, tiyatroya, ayrılan ödenekleri makaslarlar, oyunları yasaklarlar.

Tiyatro sanatı özgür, demokratik bir ortam ister. Çünkü sanat ve sanatçı; özgür ve demokratik ortamlarda yaşam bulur. Sanat, özünde biraz karşı koyma, eleştiri, direniş işidir. Bu yüzden demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlediği toplumlarda gelişir. Demokrasinin işlemediği baskıcı yönetimlerde tiyatro ve tiyatrocu zor yetişir, izin verilmez.

Son yıllarda ülkemizde tüm sanat dallarında olduğu gibi tiyatro alanında da baskılar artmıştır. Birçok şehir tiyatrosu ve özel tiyatro kapanmıştır. Var olanlara da rahat çalışma ortamı sağlanmamaktadır. Olağanüstü Hal yasası (OHAL) nedeniyle birçok oyun mahkeme kararı olmadan, hiçbir gerekçe gösterilmeden mülki amirler tarafından yasaklanabilmektedir.

Osmanlı döneminde İslami anlayış gereği uzun süre tiyatrolara izin verilmemiş, tiyatro kültürü de gelişmemiştir.   Ülkemizde ilk tiyatro Tanzimat döneminde Şinasi’nin yazdığı “Şair evlendirmesi” adlı oyundur. Cumhuriyet döneminde ise tiyatro büyük ilerleme göstermiştir. Devlet tarafından kurulan “devlet Tiyatroları”, ”Şehir tiyatroları” ile halk evlerinin açtığı tiyatro kursları ve ilkokuldan üniversitelere kadar okullarda hazırlanan tiyatrolar bu alandaki gelişimi sağlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelen yöneticiler de sanata ve sanatçılara sahip çıkmışlar, onları desteklemişlerdir.

Sanattan ve sanatçıdan, tiyatrodan korkmamak gerekir. Yukarıda değindiğim gibi tiyatro toplumun aynasıdır. Yöneticiler yasaklamak yerine sanatçılardan yararlanılmalıdır. Eleştirilere kulak verilmelidir. Eski başbakanlarımızdan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit kendilerini eleştiren tiyatroları bile izleyerek tiyatro sanatına, sanatçılarına destek verdiklerini göstermişlerdir. Hiçbir sanatçıyı, yazarı, karikatüristi kendilerini eleştirdiler diye şikâyet etmemişlerdir.

Son yıllarda yöneticilerimizin sanatçılara ve sanata bakışı ne yazık ki iç açıcı değildir. Ülkeyi yönetenler en küçük bir eleştiriye bile tahammül edememekte, hemen savcılara şikâyet ederek ve dava açtırarak sanatçıları cezalandırma yoluna gitmektedirler. Unutmayalım siyasi iktidarları eleştiren, yol gösteren sanatçılardan yöneticilere zarar gelmez. Asıl zarar; her dönem iktidarlara hoş görünüp, çıkar sağlayan sanatçı görünümlü kişilerden gelir.

Bu duygularla tüm okurlarımın dünya tiyatrolar gününü kutluyor, sanatın ve sanatçının özgürce yetiştiği ve çalışabildiği aydınlık günler diliyorum.

27 MART…

Yorumlar kapalı.