‘Yerel dergi ve gazeteler halkımız tarafından daha çok okunmalı’ 

İzmir Şairler ve Bestekârlar Derneği Başkanı Nurgül Ekeke, “Şair deyince, şiir deyince akla hep İstanbul geliyordu  ama artık durum değişti. Yayınevi ve dergiler her yerde var. Fuarlar her yerde açılıyor. Şair ve yazarlar tanıtımını sosyal medyadan kendisi yapıyor. Ben yerel dergiler ve gazetelere dikkat çekerek halkımıza sesleniyorum; daha çok okuyun.  Eğer evlere giren dergi, gazete sayısı artarsa yazılı basında emek veren yazarları, vatandaşımız tanır” diyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tuğçe Yerdelen

Ortaokulda okurken şiirle tanışan Nurgül Ekeke, uzun yıllar şiire ara verdi. Emekli olmasının ardından şiire geri dönen Ekeke, hece vezni ile tanıştı. On güftesi TRT repertuarına  giren Nurgül Ekeke, İzmirli şairler ve sanatseverlerin birbirlerine köstek değil,  destek olması  gerektiğini belirtti.

İzmir Şairler ve Bestekârlar Derneği Başkanı Nurgül Ekeke ile yaptığımız söyleşi ise şöyle;

Sevgili Nurgül Ekeke, sizi Küçük Menderes okurları adına saygıyla  selamlıyorum. Yaklaşık  yüz şiiriniz güfte olarak bestelendi. Birisi  kendinize ait olan“Milletlerarası İlahi sesler Yarışması”nda ödül alan üç besteniz bulunuyor. Şiir yolculuğunuz nasıl başladı ve güfte ile nasıl  tanıştınız?

Şimdilik kendime ait 5 bestem var. Yüzden fazla şiirim bestelendi. Yedisi Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Müzik Bölümü Başkanı Bestekâr Kubilay Kolukırık, İki tanesi  Bestekâr Ahmet Tutaklar, bir tanesi Bestekâr Hüseyin Soysal tarafından bestelenen on güftem TRT repertuarına girdi. Şiirlerim, sosyal medyada yayınlanıyor ve bestelerim konserlerde söyleniyor. Ayrıca  Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği MESAM üyesiyim.

Şiir yolculuğuna ortaokulda okurken başladım. Araya giren aksilikler yüzünden çok uzun süre şiirden uzak kaldım. Emekli olur olmaz tekrar yazmaya başladım. İzmir Şairler ve Bestekârlar Derneği her hafta salı günü şiir dersleri veriyordu. Bu derslere katıldığımda hece vezni ile tanıştım. Ve bir arkadaşımın güfte yazdığını ve güftelerinin bestelendiğini görmemle,  o tarafa yöneldim. Çok sevdiğim bir akrabamım  bestekâr arkadaşına benim şiirlerimden birisini gönderdi. Ardından o şiirim bestelenince ben de güftelere ağırlık verdim.

‘ÖDÜLLER ALMAK BENİ MUTLU EDİYOR’

“Milletlerarası İlâhi Aşkın Sesi” beste yarışmasında teşvik ödülü aldınız. Bizim Dostlar Kültür Derneği’nin açmış olduğu “Kınalı Kuzular”  beste yarışmasında güftesi kendinize ait olan eser ikincilik ödülüne hak kazandı.Beste yarışmalarında ödüller almak size ayrıca bir heyecan yaşatıyor mu?

Evet o sene bu yarışma birinciyi seçemedi. İkinci, üçüncü ve teşvik ödülleri verdi. Bizim Dostlar Kültür Derneği’nin açmış olduğu birinci şiir yarışmasında finale kaldım,  güftem Bestekâr Ünal Yılmazer tarafından bestelendi. Ve bu eser ile ikinci olduk. Konusu “şehitlerimiz” olan 2. beste yarışmasında Bestekâr Şakir Sarıoğlu ile ikincilik ödülünü aldık. Bu sene açmış oldukları yarışmada şiirim övgüye layık görüldü. Bu yarışmalarda ödüller almak beni mutlu ediyor.

‘YAZDIKLARIM MİLAS İÇİN AZ BİLE’

Milas doğumlusunuz ve bildiğim kadarıyla ilçenizin yeri sizin için ayrı. Hatta, 18 Ekim 2020 yılında; “Medeniyet beşiğinin, has destanıdır öykün/ Nice aşıklar dilinde, Ferayi olur türkü’n/ Toprağın bereketidir,çimen yeşili kürkün/ Yaşanası bu dünyaya,geldiğim yersin Milas” diyerek ilçenize özel şiir yazdınız.Yüreğinizdeki Milas ile gerçekteki Milas arasında fark var mı?

Evet Muğla Milas doğumluyum. 16 yaşında Ankara’da okumak için Milas’tan  ayrıldım. Her tatili iple çekerdim sanki. Gözümde tüterdi memleketim. İşim dolayısıyla ve ailevi nedenlerle Ankara ve İzmir’de bulunmak zorunda kaldım. Şiirinde yazdıklarım Milâs için az bile… Gerçekteki Milas anlatılmaz, yaşanır.

Şiir,güfte hayatınız da geniş bir yer kaplarken aynı zamanda İzmir Şairler ve Bestekârlar Derneği’nin Başkanlığını yürütüyorsunuz,bize derneğiniz hakkında bilgi verir misiniz?

2015 yılında kurulan derneğimiz;  amatör ve yarı profesyonel şairleri ve bestekârları bir araya getiriyor. Onların eserlerini tanıtmalarında yardımcı oluyor, imza günleri düzenliyor. Fuara katılacak üyelerimizin duyurularını paylaşarak, sevgili dostlarımızın tanıtımına katkı sağlıyor. Ayrıca şiir ve beste yarışmaları tertip ederek, her türlü sanat ve kültürel faaliyetlerin etkinleştirmesini sağlıyor.

Şair deyince, şiir deyince akla hep İstanbul geliyor. Oysaki İzmir’de çok değerli şair ve yazarlar var. Neden İstanbul sivrilirken, İzmir arka planda kalıyor?

Şair deyince, şiir deyince akla hep İstanbul geliyordu doğru ama şimdi teknoloji gelişti, yayınevi ve dergiler her yerde var. Fuarlar her yerde açılıyor. Şair veya yazarlar tanıtımını sosyal medyadan kendisi yapabiliyor. Artık her yerden tanıtım eşit sayılır. Yerel dergiler ve gazeteler  halkımız tarafından daha çok  okunmalı. Böylelikle, yazılı basında emek veren yazarları, vatandaşımız tanır.

 

İzmirli şairlere şiir ve sanat açısından ne görev düşüyor?

Şiirin en önemli unsurları öz ve biçimdir. Şiire kafa yormak gerekir.  Şiiri zenginleştiren, şiire anlam katan kelimeler bulmak gerekir. O yüzden kitap okumak önemli. Birde en önemlisi, İzmirli şairler ve sanatseverler eğer isimlerinin duyulmasını istiyorlarsa önce birbirlerine köstek değil destek olmalıdırlar.

 

TÜYAP İzmir ve 2.Ödemiş Kitap Fuarı’na katılım sağladınız. Nasıl geçti fuar, Yeterince ilgi var mıydı?

TÜYAP ve Ödemiş fuarlarında bizim standımıza (İzmir Şairler ve Bestekârlar Derneği) ilgi çoktu. Yalnız her iki fuarın ulaşım güçlüğü katılımı tabiî ki de etkiledi. Belediyelerin bu tür organizasyonlarda halkın daha kolay ulaşabileceği merkezi yerlerde fuar açtırmaları gerekir.

 

Herkesin dönüp dönüp bir daha okuduğu kitaplar vardır. Sizin en çok  etkilendiğiniz kitaplardan 5 tanesini bizimle paylaşır mısınız?

Fyodor Dostoyevski-  İnsancıklar, Suç ve Ceza,  Franz Kafka- Dönüşüm, Hidayet Karakuş-  Bana Bir Resmini Yolla, Bilsen Başaran- Köz Fırtınası

 

BAHÇEMDEKİ GÜLLER GİBİ

Bahçemdeki güller gibi yayar ise günler koku

O zaman gel bahar eyle muhabbetle sevgi doku

Elbet bilir Mevla kerim, yüreğimi delen oku

Aşka doğru yol aldıkça, hüzünlerden kaçacağım

Sevgi dolu yüreğine, mutluluklar saçacağım

 

Gülen gözün eritse de, bakışının cevri olmaz

Yaş dökülse kirpiğimden, gözlerimin feri kalmaz

Tatlı tatlı bakıyorsan, gönüle hiç keder dolmaz

Aşka doğru yol aldıkça, hüzünlerden kaçacağım

Sevgi dolu yüreğine, mutluluklar saçacağım

 

Sevene bir romandır aşk, hiç bıkmadan okunmalı

Acısıyla tatlısıyla yüreklere dokunmalı

Gönül sevip sevildiyse, kem gözlerden sakınmalı

Aşka doğru yol aldıkça, hüzünlerden kaçacağım

Sevgi dolu yüreğine, mutluluklar saçacağım

 

HAYALLER DÜNYASINDA SENİ ARAR DURURUM

Hayaller dünyasında seni arar dururum.

İçine düştüğümüz sevda aynı değil mi

Aşk yarası bulaşsın iki gözüm sana da

İçine düştüğümüz sevda aynı değil mi

 

Umut var yüreğimde dolaşıyor dünyayı

Her an düşünüyorum, biz de yapsak balayı

Maviye yelken açan gönül n’apsın sarayı

İçine düştüğümüz sevda aynı değil mi

 

Eros attı okunu can evimden vuruldum

Sabahım hüzün doldu beklemekten yoruldum

Çalıkuşu gibiydim sessiz kaldım duruldum

İçine düştüğümüz sevda aynı değil mi

 

‘Yerel dergi ve gazeteler halkımız tarafından daha çok okunmalı’