“Anne, lütfen ölme!”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Ölmek istemiyorum!” diyor bir anne. “Anne, lütfen ölme!” diyor bir çocuk. Bir anne ölüyor, bir çocuk annesiz…

Üç satıra sığdı tüm olay. Belki de dakikalar içinde öldü bir kadın. Bir çocuk annesiz… Ve yine gömleği beyaz olduğu için cezasından düşülecek bir katilin. Adalet bu değil. Bir kadın, kendi kanının kırmızısında hayatını kaybederken gömleğinin beyazıyla af çıkmasını bekleyen bir katilin son sözleri adalet değil. “Ölmek istemiyorum” diye haykıran bir insanın sözlerinin karşılığı anayasada yok. Çünkü kadınlar çiçektir ya hani, biz o çiçeği düşünmeden koparıyoruz. Ne de olsa bulmuşuz bir yolunu. Küfür etti, hakaret etti, benden ayrıldı… Anneler Günü’nde, Sevgililer Günü’nde, Dünya Kadınlar Günü’nde… “Kadınlar çiçektir. ”

Kadınlar insandır. Yaşayıp nefes alan. Ve siz, o iğrenç yüreğinizle bir kadını öldürdünüz. Dünyada kadınların varlığını hatırlamak ve onlara değer vermeyi sadece özel günlere mahsus kılmak, hepimizin kaybı. Bu kaybı annesi öldürülmüş çocuklar yaşar en çok. Ve biz, onları da gömeriz aslında. Çünkü unutulur çoğu. Bugün hepimiz hatırlıyoruz. Yarın belki Emine Bulut isimli bir kadının öldüğünü unutacağız. Diğerlerini unuttuk bile. Olaylar aynı, sadece isimler değişiyor. Hayatları farklı insanlar, neden aynı sona maruz kalıyor?

Yazılacak çok şey var. Ben yazsam da bir şey değişmez. Siz, aklınıza bir çocuğun “Anne, lütfen ölme!” çığlıklarını yazın. Yazın ki mezar taşlarına daha fazla kadın ismi yazılmasın.

“Anne, lütfen ölme!”